CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’deki tarım sayımlarının geçmişine ışık tutarak, 6534 sayılı yasayla 0 ile biten yıllarda tarım sayımlarının yapılmasının kararlaştırıldığını belirtti. İlk tarım sayımının 1927 yılında gerçekleştirildiğini ifade eden Gürer, bu uygulamanın 1955 yılında ortaya çıkan yasa ile düzenli hale getirildiğini vurguladı. On yılda bir gerçekleştirilmesi beklenen tarım sayımları, AKP iktidarında 22 yıl boyunca yapılmadı. Bu durumun, tarım politikalarının zayıflamasına yol açtığını düşündüğünü belirten Gürer, bunun sonucunda tarımsal veri alt yapısının zayıfladığını öne sürdü.
Gürer, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında Eylül 2023’te imzalanan protokolle birlikte tarım sayımının yapılmasının kararının alınmış olduğunu hatırlatarak, bu süreçte hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Tarım sayımının alan çalışmasıyla gerçekleştirilmesinin önemine değinerek, verilerin yalnızca masa başı yazışmalarıyla değil, doğrudan tarımsal alanlarda inceleme yapılarak toplanması gerektiğini savundu.
Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile tarım sayımının öneminin bir kez daha anlaşıldığını ifade eden Gürer, özellikle iklim değişikliği, pandemi dönemi ve savaşlar gibi unsurların tarım sektörüne olan etki ve önemi tekrar gözler önüne serdiğini dile getirdi. Gürer, tarımda yaşanan sorunların, 22 yıl boyunca planlamadan uzak politikalar ve değişen Tarım ve Orman Bakanları nedeniyle derinleştiğini kaydetti. Bunun sonucunda, tarihin belli dönemlerinde tarımda sorunlar yaşandığını belirten Gürer, bu sorunların siyasi iktidarların etkisizliğinden kaynaklandığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde tarımsal üretimden tüketiciye uzanan zincirin, doğru ve kesin verilere dayalı olarak yönetilmesi gerektiğine dair ifadeler yer aldığını aktaran Gürer, genel tarım sayımının yapılması ile tarım sektörüne ilişkin verilerin elde edilmesinin hedeflendiğini belirtti. Genel tarım sayımının iki aşamadan oluşacağı ve bu süreçte özellikle kayıtdışılığın önüne geçilerek verilerin doğru bir şekilde toplanmasının amaçlandığı ifade edildi. İlk aşamada mevcut kayıtlarda yer almayan tarım arazilerinin tespit edilmesi için çalışmalara başlanacağı, ikinci aşamada ise bu verilerin detaylı bir şekilde derlenerek kamuoyuna sunulacağı belirtildi.
Gürer, ayrıca TÜİK’in hazırlayacağı uygulama rehberinin süreci nasıl yöneteceğini ve bu çalışmaların tamamlanmasının zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasını sağlamak amacıyla tüm kamu kurumları ve kuruluşlarının iş birliği içerisinde olacağının altını çizdi. Ancak bu süreçte şimdiye kadar sadece protokol imzalandığı ve çalışma sahalarının yeterince hızlı bir şekilde harekete geçmediği gözlemlenmektedir. Bu bağlamda, Gürer, tarım verilerinin sahada, arazilerde ve işletmelerde bizzat incelemeler yapılarak toplanması gerektiğini vurguladı. Ülke genelindeki boş araziler, kullanılmayan ahırlar ve ürün eksikliklerinin verilerle yansıtılmadığına dikkat çekti.
Sonuç olarak, Gürer, Türkiye’deki tarım politikalarının yeniden şekillendirilmesi ve doğru verilere dayanılması gerektiğinin altını çizen açıklamalar yaptı. Tarım sayımının bir an önce yapılması ve verilerin halkla doğru bir şekilde paylaşılması gerektiğini ifade ederek, bu sürecin tarım sektörüne önemli bir iyileşme getireceğini umduğunu belirtti. Genel tarım sayımının yanı sıra, tarım politikalarının etkililiğini arttırmak için veriye dayalı planlamaların yapılmasının zorunlu olduğunu sözlerine ekledi.