Trablus’ta yaşanan askeri gerginlikler, çeşitli silahlı gruplar arasında tırmanan çatışmalarla devam ediyor. Türkiye, bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirterek, taraflara zaman kaybetmeksizin kalıcı bir ateşkes sağlamaya ve anlaşmazlıkların çözümü için diyalog başlatmaya yönelik çağrıda bulundu. Bakanlığın yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümü temin etmek için üzerine düşeni yapmaya hazırdır.” denildi.
Trablus’ta çatışmalar, İstikrarı Destekleme Birimi’nin lideri Abdulgani el-Kikli’nin 12 Mayıs 2025’te ölümüyle başlamıştı. Bu olayın ardından hükümet, Savunma Bakanlığı’na bağlı 444. Tugay’ın Trablus’un Ebu Selim bölgesindeki İstikrarı Destekleme Birimi’nin merkez karargahını ele geçirdiğini ve bölgeyi kontrol altına aldığını açıkladı. Bu durum, gerginliklerin daha da artmasına yol açtı.
Başbakan Abdulhamid Dibeybe, 13 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı bir açıklamada, ordu ve polis teşkilatı mensuplarını Trablus’taki olaylarda devlet otoritesinin sağlanmasındaki başarılarından dolayı kutladı. Bu duyuru, hükümetin çatışma sırasında aldığı önlemler karşısında bir güvence sağlamayı amaçlıyordu.
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ise sivil hayatın korunması adına tüm bölgelerde şartsız bir ateşkes sağlanması ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulundu. Başkent Trablus’taki milis gruplarımndan birinin, “Rada” olarak bilinen güçlü oluşum ile hükümet güçleri arasında sabah saatlerinde yeniden çatışmalar patlak verdi. Şehirdeki çeşitli binalardan dumanlar yükselmeye başladı ve durum giderek daha da karmaşık bir hal aldı.
Öğle saatlerinde Libya Savunma Bakanlığı, sivilleri koruma tüzüğü çerçevesinde bütün çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edildiğini duyurdu. Ancak Trablus Belediyesi Sağlık İşleri Sorumlusu Muhammed Abdulvehab, bu iki gün süren çatışmalarda toplamda 6 kişinin hayatını kaybettiğini ve 70 kişinin yaralandığını bildirdi. Bu acı verici durum, bölgedeki sivillerin güvenliği noktasında ne denli kırılgan bir ortamda yaşandığını gözler önüne seriyor.
Trablus’taki mevcut durum, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ederken, çatışmaların gidişatı ve olası çözüm yolları üzerine çeşitli tartışmalar başlatılmış durumda. Tüm bu gelişmeler, Libya’nın hem iç siyasi dengesini hem de bölgedeki güvenlik yapısını derinden etkiliyor. Dolayısıyla, ateşkes ve diyalog çağrılarının ne derece uygulanabilir olduğu ise büyük bir merak ve endişe konusu olarak karşımızda duruyor.
Kısacası, Trablus’taki silahlı çatışmalar, Libya’nın istikrarı ve geleceği açısından önemli bir tehdit oluşturmakta. Türkiye, Libya’nın iç işlerine karışmadan uzaktan bir aktör olarak kalıcı barış çağrısı yaparak, çözüm sürecine destek vermektedir. Ancak, silahlı grupların ve hükümetin alacağı kararlar, bölgedeki durumu şekillendirecek en kritik etkenler arasında yer almaktadır.