Kara delikler arasındaki karmaşık etkileşimleri daha derinlemesine keşfetmek amacıyla bir fizikçi ekibi, yenilikçi bir matematiksel model geliştirdi. Bu model, kara deliklerin birleşme süreçlerinde yayılan kütle çekim dalgalarını incelemektedir.
Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’nden Mathias Driesse’nin liderlik ettiği araştırma, bu hesaplamalar esnasında, daha önce yalnızca teorik fizik araştırmalarında önemli yer tutan Calabi-Yau manifoldlarının şaşırtıcı bir biçimde ortaya çıktığını ortaya koydu.
KÜTLE ÇEKİM DALGALARI KARA DELİK ETKİLEŞİMLERİNİ ANLAMAMIZA YARDIMCI OLUYOR
Kütle çekim dalgaları, kara delikler gibi büyük kütleli nesnelerin hareketiyle uzay-zaman dokusunda meydana gelen dalgalanmalara verilen isimdir. Bu dalgalar, ilk kez 2015 yılında doğrudan gözlemlenmiştir.
Evrende yaşanan en şiddetli olayları araştıran bilim insanları için bu dalgalar, güçlü bir gözlem aracı haline gelmiştir. Yeni araştırmalar ise bu dalgaların daha iyi anlaşılmasına yönelik çalışmalara odaklanmaktadır.
Driesse ve ekibi, kara deliklerin birbirlerinin yanından hızla geçerken oluşturduğu güçlü kütle çekim dalgası sinyallerini doğru bir şekilde modellemek amacıyla kuantum alan teorisini kullanmıştır.
Bu çalışmalar, etkileşimlerin modellenmesinde ulaşılan en yüksek hassasiyet düzeyine ulaşmıştır.
Araştırmacılar, yaptıkları hesaplamalarda yayılan enerjiyi tanımlayan denklemler içerisinde Calabi-Yau manifoldları olarak bilinen karmaşık altı boyutlu geometrik şekillerin ortaya çıktığını keşfetmiştir.
Bu durum, sicim teorisinin temelini oluşturan bu yapıların gerçek dünya deneyleri aracılığıyla test edilebilecek bir bağlamda ilk kez görünmesi anlamına geliyor.