USD39,10
%0.04
EURO44,46
%0.52
BIST9.356,04
%-1.26
Petrol64,78
%0.53
GR. ALTIN4.202,26
%1.92
BTC4.210.288,65
%-1.24
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Zulüm ve Adaletsizlik: Osman Ulagay’dan Uyarı

Zulüm ve Adaletsizlik: Osman Ulagay’dan Uyarı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


Denizde dalgalar vardır, karada ise kötülük dalgaları hüküm sürmektedir. İlk dalga yetmedi, ardından gelen ikinci ve üçüncü dalgalar da sonuç vermedi. Dördüncü ve beşinci dalgalar da peş peşe geldi fakat bu gidişat durmadı. Ülkede adeta halkla dalga geçer gibi tutuklamalar devam ediyor. Seçimlerin iptal edildiğini söyleseler belki rahatlayacaklar, ama bu bile söylenemiyor. Ana hedef, başta İstanbul olmak üzere kaybettikleri tüm belediyeleri işlevsiz hale getirmek.

Kötülüğün temel kaynağı adaletsizliktir. Örneğin, Esila serbest kaldı ama içeride hala pek çok Esila var. Boğaziçi Üniversitesi’nde, ilahiyatçı Nureddin Yıldız’ı (6 yaşındaki kız çocukların evlenmesi gerektiğini savunan Nureddin Yıldız) protesto eden şeker hastası Mina Pelit, onlardan birisi. Şu anda hâkimin tatilden dönmesini beklerken, sınav hakkını kaybetme riskiyle karşı karşıya; bursunu kaybedebilir ya da hatta hayatını tehlikeye atabilir. Zulmün sonu ise bir türlü gelmiyor!

Bütün bu zalimlikler arasında bugün sizlerle bir kitabı paylaşmak üzere buradayım:

Osman Ulagay’dan: Türkiye

Öncelikle belirtmek isterim ki, ekonomi gazeteciliğinin ustalarından biri olan Osman Ulagay, benim çocukluk arkadaşım. Üç kuşaklık aile dostluğumuz var. Hayatım boyunca, Osman’ın gerçeği arama tutkusuyla yanıp tutuştuğunu gördüm. (Üzerinde bulunduğumuz fotoğrafta 6 yaşında o, 4 yaşında ben; babasının kucağında duruyoruz.)

Uzun zamandır anılarını yazdığı biliniyordu ve bu kitabı sabırsızlıkla bekliyordum. Kitabın adı “Bir Ömrün Aynasında Türkiye’de 82 Yıl”. Doğan Kitap’tan yeni çıktı. Aklımda böyle bir eserin çıkacağı yoktu; en nihayetinde kendisi bir ekonomi yazarı. Ekonomi konusunda ise hiç bir bilgim yok! Moskova’ya uçarak başladım okumaya ve bir çırpıda kitabı bitirdim. Uçak indiğinde son sayfada Meral Tamer ile Osman’ın şık fotoğrafına bakıyordum.

Kitap, anı türündeki diğer eserlerden farklı özellikler taşıyor. Bu özellikleri hemen sıralamak istiyorum:

Son derece içten ve samimi bir anlatım içeriyor. Ayakları yere basıyor. Kendiyle dalga geçebilme yeteneğine sahip.

Ukalalık, ders verme ya da bilgiçlik yok. Yalnızca ince bir mizah, yalın bir dil, geniş ve eleştirel bir bakış açısı mevcut.

Değişen dünya ve Türkiye’nin siyasi ile ekonomik gelişimlerine, kendi anılarının penceresinden bakarak geniş bir perspektif ortaya koyuyor. 80 yılı aşan bir Türkiye tarihinin önümüze serilişi söz konusu. Ve tüm bunlar sadece 230 sayfa içerisinde yer alıyor.

BUGÜNLE GELECEK ARASINDA

Kitabın ilk bölümü, yazarın çocukluğunu ele alıyor. Sanayici bir aile, entelektüel bir anne, işine ve ailesine düşkün bir baba ve yaramaz bir kız kardeş. Robert Kolej ve sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşen Robert Yüksek Okulu. Cumhuriyet kuşağının eğitime verdiği önem. İngiltere’deki master eğitimi ve tez başlığı “Kemalizm ve Ulusal Kalkınma”… Yazının merkezinde ise dünyayı anlama arzusu sürekli var. Araya futbol, kızlar, askerlik ve yaramazlık hikayeleri de girmekte. Ancak o sayfalarda, yazarın düşünce dünyasının nasıl şekillendiğini de görüyoruz.

İkinci bölüm ise gazetecilik yıllarına dair bilgiler veriyor. Ekonomi sayfası editörü ve köşe yazarı olarak çalıştığı zamanlar… Cumhuriyet, Sabah, Milliyet, Dünya, T24 gibi köklü gazetelerdeki deneyimlerine yer veriliyor. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül tarihleri… Ecevit, Demirel, Özal, Çiller, küreselleşme, Davos, AKP ve tek adam rejimi gibi önemli olaylar, Osman’ın kitapları ve gözlemleriyle paralel bir şekilde devam ediyor.

Bu kitap, derli toplu bir belgesel niteliğindedir; aynı zamanda bir Türkiye rehberi olarak değerlendirilebilir. Bugünkü duruma nasıl geldiğimizi, sahip olduğumuz fırsatları ve 2000’li yıllarda nasıl kaybettiğimizi, ekonomik çöküşe hangi yanlışlarla sürüklendiğimizi açıkça ortaya koyuyor.

Sözleri Osman Ulagay’a bırakmak istiyorum:

“Bu kitap, yalnızca tanık olduklarımın bir kaydı değil, aynı zamanda geleceğe dair bir uyarı ve çağrı niteliği taşıyor. Türkiye’nin geleceği, gerçeği savunan, adalete inanan ve toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden bireylerin omuzlarında yükselecek. Umarım bu anılar, hem bugünü anlamaya hem de gerçeği inşa etmekte bir nebze katkı sağlar.”

Sevgili arkadaşıma tebriklerimi iletiyor ve geleceğe yönelik bu uyarı ve çağrısına dikkatlerinizi çekiyorum.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Zulüm ve Adaletsizlik: Osman Ulagay’dan Uyarı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!