İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları aralıksız bir şekilde devam ediyor.
Bu saldırılar sonucunda 50 binden fazla insan yaşamını yitirdi, milyonlarca Filistinli yerinden edildi.
İsrail’in harekâtı sonucunda birçok yerleşim yeri neredeyse tahrip oldu.
Bu çerçevede, Gazze Hükümeti’nin medya ofisinden önemli bir açıklama yapıldı.
“İSRAİL, ZORLA TAHLİYE VE ETNİK TEMİZLİK POLİTİKASI YÜRÜTÜYOR”
Açıklamada, “İşgalci İsrail güçleri uzun bir süredir Gazze Şeridi’nde sistematik bir soykırım, zorla tahliye ve etnik temizlik politikası yürütmektedir. Bu sayede bölgenin yüzde 77’sinde fiili kontrol tesis edilmiştir.” ifadeleri yer aldı.
Aynı açıklamada, bu eylemlerin 21. yüzyılın en korkunç sistematik suçlarından biri olduğuna dikkat çekildi ve söz konusu suçların 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi’nde belirlenen soykırım unsurlarını taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, bu uygulamaların, Roma Statüsü’ne göre insanlığa karşı suçlar arasında sayıldığı belirtildi.
“İSRAİL, BÖLGEYİ FİİLEN ELE GEÇİRDİ”
“Sahadan elde edilen bilgiler ve yapılan analizlere göre, İsrail ordusu, Gazze’nin sivil yerleşim bölgelerine doğrudan girmekte ve bombardıman yaparak Filistinlilerin evlerine, arazilerine ulaşmalarını engellemektedir. Böylece bölgeyi fiilen ele geçirmiştir.” bilgisi de açıklamada yer aldı. Zorla yerinden edilen on binlerce sivil, bombardıman ve ölüm tehdidi altında bölgede uzaklaştırılmıştır.
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ OLARAK TANIMLANDIĞI HATIRLATILDI
Bu tarz bir kontrol uygulamasının, yerli halkı topraklarından zorla uzaklaştırmayı hedeflediği ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğu ifade edildi. Açıklamada, özellikle 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’ne atıf yapılarak, dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 49. maddesinin, sivil nüfusun zorla naklini yasakladığı vurgulandı. Roma Statüsü’nün 7. maddesinde ise zorla yerinden etmenin insanlığa karşı suç olarak tanımlandığı hatırlatıldı.
Medya ofisi, bu bağlamda, işgal güçlerinin toplu tehcir, etnik temizlik, sistematik soykırım ve zorla sömürgeleştirme planlarını en sert şekilde kınadığını açıkladı.
“SORUMLULUK YALNIZCA İSRAİL’DE DEĞİL, DESTEK VEREN ÜLKELERDE DE”
Açıklamada, bu suçların sorumluluğunun yalnızca İsrail’e değil, soykırıma destek veren ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelere de ait olduğu ifade edildi. Gazze’nin büyük bir kısmında fiili kontrolün devam etmesi, askeri güçle dayatılan bir sömürge düzeninin ve nüfus haritasının yeniden şekillendirilmesinin bir göstergesi olarak değerlendirildi.
ULUSLARARASI YARGI VURGUSU
Birleşmiş Milletler, BM Güvenlik Konseyi, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve ilgili özel raportörlere çağrıda bulunulan açıklamada, bu suçların durdurulması için acil hukuki ve insani sorumlulukların yerine getirilmesi talep edildi. Ayrıca bağımsız uluslararası soruşturmaların başlatılması ve İsrailli savaş suçlularının uluslararası yargı önüne çıkarılması gerektiği vurgulandı.
Uluslararası toplumdan, insan hakları kuruluşlarından ve dünya kamuoyundan, Filistin halkının topraklarındaki haklarını desteklemeleri ve yerli nüfusa yönelik bu saldırılara karşı durmaları istendi. Açıklamada, Gazze’nin haritadan silinmesine yönelik açık bir siyasi irade ile karşı durulması gerektiği belirtildi.