USD39,75
%-0.37
EURO46,62
%-0.61
BIST9.890,70
%5.17
Petrol66,76
%-0.06
GR. ALTIN4.203,61
%0.07
BTC4.263.122,99
%-0.94
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Deniz Canavarı: 1916’nın Korku Dalgası

Deniz Canavarı: 1916’nın Korku Dalgası

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sahilde dönemin önde gelen siyasi figürleri yürüyüş yaparken, kıyıda sıradışı bir “deniz yaratığı” yüzüyordu.

Bilim dünyası başlangıçta bu yaratığın varlığından habersizdi ve aslında bu yaratık henüz tam anlamıyla yetişkin bile değildi.

2,7 metre uzunluğunda ve keskin dişlere sahip olan bu “canavar”, kısa süre içinde hem Wilson’ı hem de Birinci Dünya Savaşı’nı medyanın manşetlerinden silmekle kalmayıp, unutulmaz bir korku hikayesine de dönüşecekti.

Zamanla savaş unutuldu, ancak Büyük Beyaz Köpekbalığı, sinema dünyasının ikonlarından biri haline geldi.

Temmuz 1916’da Jersey kıyılarında yüzmekte olan beş Amerikalı, bu büyük beyaz köpekbalığı tarafından saldırıya uğradı; dördü yaşamını yitirdi.

1-12 Temmuz tarihleri arasında, okyanus kıyısında 112 kilometre boyunca dolaşan köpekbalığı, büyük bir korku dalgası yarattı.

Atlantic City’deki bir kasabadan New York limanına uzanan kıyılar, bu canavarın av alanı haline geldi.

İlk ölüm, Beach Haven’da üniversiteden yeni mezun olan Charles Vansant’a ait oldu. Sahilde oturanlar, onun çığlıklarını şaka zannettiler.

Dönemin bilim insanları, köpekbalıklarının insan kemiğini parçalayabilecek güçte çenelere sahip olamayacaklarına inanıyordu.

Bu olay, Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki ilk ölümle sonuçlanan köpekbalığı saldırısıydı. Ancak o dönemde bu konu hakkında fazla bilgi yoktu ve Discovery Channel da mevcut değildi. Genç köpekbalığı tüm bunları değiştirmek üzereydi.

İkinci ölümün ardından sahile gidenler, parçalanmış bir cesetle karşılaştı ve büyük bir korkuyla kaçıştılar.

Bu gerçek “canavar”, aniden New York Times’ın manşetlerine taşındı. Başka bir yüzücü, bir nehir ağzında köpekbalığı tarafından yok edilirken, bir diğeri de “canavarla başa çıkmaya çalışırken” yaşamını yitirdi.

Tatilcilerin paralarını kaybetmek istemeyen yerel yöneticiler, yaşananları inkar etmeye çalıştı; ancak dehşet, tesislerin kapanmasına neden olana kadar sürdü ve siyasetçiler bilim insanlarından yardım almak zorunda kaldı.

Amerikan Doğal Tarih Müzesi’nden bir uzman, katil köpekbalığının türünü belirlemekte zorluk yaşadı ve sonunda odak noktasını ünlü Carchadon carcharias yani büyük beyaz köpekbalığına çevirdi.

Panik dalgası şehirde yayıldıkça, öfkelenen erkekler, tüfek ve mızrak alarak köpekbalığı avına çıktılar. Sonunda köpekbalığı, bir teknede avcı tarafından öldürüldü.

Bu hikaye tanıdık geliyor mu? Jaws (Dişler) adlı filmin temellerini atan gerçek olaylar bunlar.

2001 yılında New Jersey’de bu olayı keşfettim ve “Close To Shore” adlı kitabımda detaylandırdım. Peter Benchley ise 1974’te yayımlanan ve büyük başarılara imza atan “Jaws” kitabında bu olayları New Jersey’den Brooklyn, Long Island’daki hayali Amity tatil kasabasına taşıdı.

Benchley’nin yarattığı köpekbalığı hikayesi, dört kişiyi öldürebilecek korkunç bir yaratığı ve bir ırmak ağzında yaşanan trajediyi içeriyordu. Belediye başkanı, tatil sezonunun gelirlerinden kaybetmek istemediği için durumu kabul etmiyor, dehşet yayılınca bir bilim insanının yardıma gelmesine ihtiyaç duyuyordu.

Coney Island’daki New York Akvaryumu’ndan bir balık bilimci, katil köpekbalığı türünü belirlemeye çalışırken, sonunda büyük beyaz köpekbalığına dikkat çekti.

O, 1916’daki olayların tekrar yaşanabileceği konusunda insanları uyarıyordu. Öfkeli vatandaşlar, köpekbalığı avına çıkarken, canavar, bir kahraman tarafından öldürüldü.

Benchley ile yaptığım bir söyleşide, roman fikrinin, köpekbalığı saldırılarına olan ilgisinden kaynaklandığını belirtmişti.

Daha sonra “Jaws”un yeni baskıları için yazdığı önsözde, araştırmasını şöyle anlatmıştı:

“Köpekbalıkları bir bölgede kalıp insanları tekrar tekrar öldürdü mü? Kesinlikle. Unutmayın, 1916’da New Jersey’deki bir nehirde köpekbalığı dört kişiyi öldürmüştü. Her seferinde benimle söyleşi yapanlara Jaws’daki olayların hepsinin gerçek olduğunu anlattım.”

Benchley’nin eseri, dünya çapında yankı uyandıran bir kültürel fenomen haline geldi. Küba lideri Fidel Castro, kitabın İspanyolca adının, vahşi kapitalizm için bir metafor olduğunu ifade etmişti.

Diğer yorumcular ise bu kitabın Richard Nixon ve Watergate skandalına atıfta bulunduğunu savunuyordu. Kitap, 44 hafta boyunca New York Times’ın en çok satanlar listesinin zirvesinde kaldı.

1975 yılında Steven Spielberg’ün yönettiği Jaws filmi, vizyona girdi.


1975 yapımı Jaws filminden bir sahne. Amerikalı aktör Richard Dreyfuss (solda) (deniz biyoloğu Hooper rolünde) ve İngiliz yazar ve aktör Robert Shaw (köpekbalığı avcısı Quint rolünde), Quint’in balıkçı teknesi ‘Orca’da. Steven Spielberg’in yönettiği film, ilk ‘Yazın Gişe Rekorları Kıran Filmleri’nden biriydi.

New Jersey’deki yavru köpekbalığının yarattığı korku, 1970’lerde dev bir hayali mekanik canavara dönüşerek, yüzme deneyimini kalıcı olarak değiştirdi.

Film, Hollywood’un yaz mevsiminde gösterime girecek ilk önemli yapımıydı ve ardından gelen Star Wars, Jurassic Park gibi büyük filmlerin hepsi benzer bir iş modeli benimsedi.

Film, Florida Üniversitesi’nden George Burgess gibi ünlü köpekbalığı uzmanlarını korkutmuştu. Çünkü büyük beyaz köpekbalığı, yanlış bir şekilde kinci ve insan avcısı olarak gösteriliyordu. Oysa ki köpekbalıkları nadiren, hatalı bir anlayış dışında, insanları hedef almıyordu.

Burgess, bu film yüzünden ABD’nin doğu kıyılarında on binlerce köpekbalığı avı düzenlendiğini ve bu durumun köpekbalığı nüfusunu neredeyse yok ettiğini aktarıyor.

Aynı zamanda Jaws, köpekbalıkları ve okyanus koruma hareketinin öneminin artmasına da katkı sağladı. Köpekbalığı biyologları daha fazla ve nitelikli araştırmalar yapmaya yönlendirildi; araştırma bütçeleri yükseldi ve bilim insanları, köpekbalıklarının doğal yaşamın önemli bir parçası olduğu gerçeğini artırdılar.

Burgess, 1916’daki saldırının sorumlusunun büyük bir beyaz köpekbalığı olduğunu belirtse de, diğer uzmanlar bu olayın bir boğa köpekbalığı tarafından gerçekleştirildiği görüşündedir. Bu gizem, hala çözülememiştir.

Burgess’e göre, “Dünya genelinde filmi izleyen on binlerce insan, yeni bir fobi geliştirdi”.

“Jaws yüzünden insanlar, suya ayaklarını bile sokamaz hale geldi.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Deniz Canavarı: 1916’nın Korku Dalgası
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!