Gözümüz Aydın Yeni Kelime Menfaat …
Chp dizisinde yeni sezon başladı herkes ekranların başına geçsin, eli değnekliler sahneye zıplasın, önümüzde ki 2 ay içerisinde ” MENFAAT” için konuşmayan kalmasın.
İşin en traji komik yanı ise menfaat kavramını Türkiye Siyaseti içerisinde irdelemek.
Bugün görülen Chp kurultay davasının 8 Eylül’e ertelenmesi ile başlayan süreç ilave günlere,
davanın Hakimi tarafından söylendiği iddia edilen ” Siyaset bir menfaat işidir” cümlesi ile damgayı vurdu.
Tabii ki bu sözü fonlanmış medyacılar gibi aradan cımbızlamak yerine tamamına odaklanırsak kurultay davasına bakan Hakimin ” Menfaat temini sebebiyle irade sakatlığı var mı, ona bakacağız. Sadece menfaat varsa olmaz, siyaset bir bakıma menfaat işidir” dediği iddia ediliyor.
Zemin öylesine kaygan ki, menfaatların girdiği yerde irade ne derece sağlam kalır mesela?
Sadece menfaat ile bir miktar menfaatin sonuçları hangi düzlemlerde negatif, hangi düzlemlerde pozitif sonuçlar doğurur, ahlaki değerler ne kadar sağlam kalır ?
Siyasetçi ve siyasi parti önce kendi menfaatini mi düşünür yoksa toplum menfaatini ve Ülke menfaatinimi?
Siyaset mi Devletin içinden çıkar, Devlet mi siyasetin?
Toplumun menfaati her şartta Devletin ve bekasının menfaatine eşit tutulur mu?
Özgüven ve güç isteği, yanında menfaat ve çıkar gözetmeyi zaten barındırmak zorundadır.
Siyaset bir rekabet arenasıdır ve kıyaslama kaçınılmazdır. İktidar ve muhalefet bir dengedir lakin içerisine hırs, güvensizlik, aşağılama girdiğinde ortamı zehirler ve neticesinde bireysel çıkarlar ile toplum çıkarları arasındaki denge bozulur.
Soruyorum…
Bugün bu Ülke de birilerinin siyaset adı altında Atatürk’ü kullanarak kitleleri kendi çıkarları için manipüle etmesi, yüzlerce troll besleyerek toplumu bilgi kirliliğine, yalana boğması, dağıtılan deste deste rüşvetin hesabı, yolsuzlukların, yağmalamaların ve yaşamın felç edildiği İl ve İlçelerin hesabı siyaset menfaat içerir diyerek aklanabilir mi?
Para ile oy satın almak alanında, vereninde ahlaksızlığı iken bunun adına siyasi menfaat diyerek yola devam edebilirmiyiz?
Ediyorduk zaten yıllardır ve sonuç ortada.
Siyasetin ve siyasi partinin menfaati, özel bir şirketin kendi menfaatini gözetmesi gibi değildir. Siyasetçi bireyselliğini yada içerisinde bulunduğu grubun menfaatini değil, belli bir kesimin de değil tüm toplumun menfaatini düşünmekle yükümlüdür. İktidar olsun, muhalefet olsun Milletin haklarını şahsi ve kurumsal haklarının ardına atamaz.
Aksi halde, güvensizlik ortamı, toplumsal çatışmalar, hayati standartlarda düşüş önlenemez.
Chp içerisinde bu dengeler çoktan bozulmuş, aynı partinin siyasetçileri birbirini gammazlayan, arkadan hançerleyen hale dönüşmüş ve menfaat icabı her şey mübah mantığının sergilendiği bir platforma evrilmiştir. Ülkesini dış ülkelere şikayet etmenin, savunma sanayisinin güçlenmesini gereksiz bulanların hangi topluma yararı olabilir?
Kendi toplumuna olmadığı aşikar.
İster İmamoğlu ister Özel, İster Kılıçdaroğlu gelsin, gitsin tekrar gelsin ne fark eder acaba?
Kellim kellim la yenfa.
Neticede kurultay davasında verilen erteleme kararı ve bu kararın ” Siyaset bir bakıma menfaat işidir ” cümlesi ile vurgulanması çok yönlü bir zeka sonucudur.
Çok su kaldırır,
İçi siyasetçisini dışı rüşveti alanını, satanını yakar diye düşünüyorum …