Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu yıl 25’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Mağusa Kültür ve Sanat Festivali, 25 Haziran’da Türk alternatif rock müziğinin yükselen temsilcisi Adamlar konseriyle kapılarını açtı. Gazimağusa Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalde, ikinci olarak sahne alan Prag Çello Dörtlüsü (Prague Cello Quartet – PCQ), Kıbrıslı Türklerle buluşarak unutulmaz bir konser deneyimi sundu. Müzik akademisi mezunu dört profesyonel müzisyenden oluşan grup, çellistler Jan Zvěřina, Štěpán Švestka, Michal Haring, kontrbasçı Tomáš Otevřel ve davulcu Stanislav Amcha’dan meydana gelmektedir. PCQ, izleyicilere nostalji dolu, keyifli ve tarihi bir gece yaşattı.
TİYATRAL TAVIR
Prag Çello Dörtlüsü, 14. yüzyılda Kıbrıs Krallığı’nı yöneten Lüzinyanlar tarafından inşa edilen ve ardından Kıbrıs Venedik Cumhuriyeti tarafından askeri kale haline getirilen Othello Kalesi’nde, ilk kez Kuzey Kıbrıs’ta konser vererek izleyicileri büyüledi. Grup sahnede derin caz esintili geçişler ile klasik müziğe özgün bir yorum katıyor, popüler parçaları senfonik bir tarzda sunuyor. Klasik repertuarlarının yanı sıra, Coldplay’den “Viva la Vida”, Metallica’dan “Nothing Else Matters”, Queen’den “Bohemian Rhapsody”, Justin Hurwitz’in “Another Day of Sun” ve Hans Zimmer ile Klaus Badelt’in “Pirates of the Caribbean” gibi çok sevilen eserleri de seslendiriyorlar. En dikkat çekici özelliklerinden biri ise sahnedeki tiyatral tavırları. Müzik icra ederken, hayali bir tiyatro perdesini aralıkla izleyici karşısında sergiliyorlar.
‘TÜRKİYE’YE YENİDEN GELMEK İSTERİZ’
Konser sonrası, grubun çellistlerinden ve bu projenin öncüsü Jan Zvěřina ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Zvěřina, Othello’da geçen gecenin kendileri için muhteşem bir deneyim olduğunu belirtti. “Bu kadar adanmış ve anlayışlı bir izleyici kitlesinin önünde çalmak her zaman bir zevktir. İlk andan itibaren izleyicilerle çok özel bir bağ kurduk ve bu, sahnede elimizden gelenin en iyisini yapmak için bize daha fazla enerji verdi. Her konser eşsizdir ve özellikle bu gece bize harika anılar bıraktı. İçinde bulunduğumuz müziğin bu kadar çok insana ulaşabilmesi ve herkes için unutulmaz anlar yaratması bizi heyecanlandırıyor.” dedi.
‘ÖDÜLLENDİRİCİ DENEYİM’
KKTC’deki ilk konserlerinin nasıl geçtiğini sorduğumuzda, Zvěřina “Gerçek şu ki çok iyi karşılandığımızı hissediyoruz” yanıtını verdi. KKTC’lilerin, müzikleriyle başlangıçtan itibaren, özellikle alışılmışın dışında parçalar veya modern düzenlemelerle olan bağlarını görmekten hoş bir şekilde şaşırdıklarını ifade etti. “Yaptığımız müziği dünyanın farklı yerlerinde yeni dinleyicilerle paylaşabilmek bizim için çok özel. Gelecekte kesinlikle geri gelmek isteriz.” sözlerini dile getirdi.
PCQ, 2023 yılında Türkiye’de, Ankara’da ilk konserini vermişti. Zvěřina’ya Türkiye’deki yeni konser planları olup olmayacağını sorduk. Cevabı ise “O ziyaretten geriye çok özel anılarımız kaldı. Türkiye’deki ilk konserimizdi ve seyircinin bizi açık kollarla karşılaması bizim için çok ödüllendirici bir deneyim oldu. Gelecek konserlere gelince, ister Ankara, ister İstanbul ya da başka bir şehir olsun, yakında geri dönmeyi istiyoruz ve Türk seyircisiyle yeniden bağlantı kurmaktan mutluluk duyarız.” şeklinde oldu.