USD42,96
%0.07
EURO50,53
%0.13
BIST11.298,79
%0.7
Petrol61,31
%-0.03
GR. ALTIN5.990,07
%-0.06
BTC3.805.246,73
%0.14
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Haluk GİRTİ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Gazetecilikten Kaz Çobanlığına…

Gazetecilikten Kaz Çobanlığına…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gazetecilikten Kaz Çobanlığına…

Ben de Sonunda Pes Ettim! Vatana Millete Hayırlı Olsun…

Ne tehdit aldım nede uyarı, sadece kendi kendime radikal bir karar verdim ve ülkede ne olursa olsun ben her türlü konudan bir haber olacağım bundan böyle. Kısacası insanlardan ziyade hayvanlara ayırdım bundan sonra ki kalan ömrümü. Kaz yetiştirip ben kazlara bakacağım kazlarda bana. Bu şekilde kaz gibi yaşamak niyetindeyim nasip olursa.  Sizleri de güncel ve standart ajans haberleri ve yapay zeka ile baş başa bırakacağım bundan böyle. Beni af edin, çünkü ülke genelinde yaşanan bu kadar yüzsüzlüğü ve arsızlığı bünyem kaldırmıyor, ve midem bulanıyor.

Değerli gönül dostlarım,

Uzun uzun düşündüm, taşındım ve kendim için radikal bir karar aldım. Bu karar, mesleğe adadığım yılların ardından geldi; araştırmacı ve soruşturmacı gazetecilik defterini kapatıyorum.

Bilen bilir, bugüne kadar bu meslek uğruna pek çok yolsuzluğun, hırsızlığın, adaletsizliğin üzerine cesurca gittim. Kalemimi hiçbir zaman satmadım, vicdanımı susturmadım. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek için ne gerekiyorsa yaptım. O dönemlerde Savaş Ay, Kadir Çelik, Uğur Dündar gibi isimler vardı; onlar da cesur kalemlerdi, onlar da halk için yazardı. Ama ben başka bir yol seçtim: Gözümü budaktan sakınmadan gerçekleri haykırdım.

Ve sonra 1996’da Susurluk skandalıyla habercilikte adeta bir altın vuruş yaptım. Ancak ödül yerine dışlanmayla karşılaştım. Medya dünyası bana sırt çevirdi. Yıllar geçti… ama meslek aşkım dinmedi. Bu kez dijital medyaya yöneldim, Girdap Haber işte bu inatçı ruhun ürünüdür.

Ancak acı gerçekle tekrar yüzleştim: Bu topraklarda gerçek haberin değeri kalmamış. Skandallar ortaya çıkarıyorsun, belgelerle konuşuyorsun ama kimseden bir “tısss” yok. Sanki millet alışmış susmaya, unutmaya, kanıksamaya… Tüm bunlara rağmen, bazı haberler –örneğin Hasan Akgün olaylarında olduğu gibi– küçük de olsa bir tesir yarattı. Bu da tesellim oldu.

Ama işin özüne gelirsek… Ben bu ülkede “balığın baştan koktuğunu” yıllar önce öğrendim. Hırsız baş tacı ediliyor. Bir yüzükle gelen, şimdi servetinin hesabını kendi bile bilmiyor. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Herkes biliyor ama kimse hesap soramıyor. “Padişahım çok yaşa” diyenler sağ olsun, sistem tıkır tıkır işliyor. Eski tas yok, hamamda yok, medya satılmış ve suskun gerçekleri yazamıyor, sözüm ona siyasetçiler de muhalefet ama hiç bir şekilde bir icraatları yok, ülkede sadece ağzı olan konuşuyor, kimin eli kimin cebinde belli değil, dürüst zannettiğimiz siyasetçiler bile yolsuzluklarla anılıyor, kısacası ülkenin yediden yetmiş yediye çivisi çıkmış, sadrazam ve padişah ne derse o oluyor, bende de yılların yorgunluğu var zaten, onlar çalmaktan bıkmadı ben yazmaktan ve deşifre etmekten hem bıktım hem de yoruldum. Ve sonunda bu kararı aldım. Yazsam da bir yazmasam da. Bu güne kadar yazdık da ne oldu. Kimin umurunda yazdıklarımız. Yıllar önce yani 2019 yılında devletin namusuna Kozmik Oda ye tecavüz edildi, ülkenin bütün sırrı ve bilgileri birilerine peşkeş çekildi. O dönemin sorumluları halen bu devletin başındaysa balık zaten baştan kokmuş ve de kokuşmuş demektir. Ben daha fazla konuşmak istemiyorum, her şey gözler önünde yaşanıyor zaten anlatmaya gerek yok kısacası.

Rahmetli dostum Savaş Ay, vefatından önce bana şu sözleri etmişti:
“Haluk, bunlar farklı… Sakın onlara bulaşma, kimlerin başını yemediler ki?”
Keşke o gün onu dinleseydim. Ama ben ne bir kahramanım, ne de vatan kurtaran Şaban. Gerçekleri söylemek suç oldu bu ülkede, sustum. Ve şimdi kararımı veriyorum:

Gazetecilik defterimi kapatıyor, kaz çobanlığına geçiyorum.
Evet, yanlış duymadınız: Çoban olacağım. Hem de kaz çobanı! Benden bu kadar…
Artık Girdap Haber’i de yapay zekâya devrediyorum. Güncel haberlerle o ilgilensin. Bu millet zaten yapay olanı daha çok seviyor.

Çünkü bu topraklarda kahramanlar yalnız kalır, gerçekleri haykıranlar yol kenarına atılır. Ve ben artık bildiklerimi unutuyorum. Hiçbir şey hatırlamıyorum…

Allah hepimize sabır versin.
Bu haramilerden kurtulmanın başka bir yolu yok.
Sabır dostlar, sabır…

Haluk GİRTİ

Gazetecilikten Kaz Çobanlığına…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!