“Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar” isimli yapım, hem dünyayı hem de Marvel çizgi romanlarının sinematografik evrenini kurtarma görevini üstleniyor. Son dönemdeki yapımlarının, örneğin Kaptan Amerika: Yeni Cesur Dünya, Venom: Son Dans, Thunderbolts ve Avcı Kraven’ın dünya çapındaki hasılatlarının (380-450 milyon dolar) beklenenden düşük kalması, stüdyonun bu projeyi bir kurtarıcı olarak tasarlamasına neden oldu. Marvel’in 37’nci yapımı ve “Phase 6”’nın ilk projesi olan bu film, izleyicileri 1960’ların retro-fütüristik atmosferine götürüyor. Yönetmen Matt Shakman, bu yüksek bütçeli yapımda dört cesur astronotun keşif yolculuğu sırasında kozmik ışınların etkisiyle DNA’larının değişerek süper kahramanlar haline gelmelerini konu ediniyor.
Grubun lideri Reed (Bay Fantastik), esnek bedeniyle hem dahi bir bilim insanı hem de alçakgönüllü, karizmatik bir karakter olarak öne çıkıyor. Karısı Sue Storm (Görünmez Kadın) istediğinde görünmez olabiliyor. Sue’nun erkek kardeşi Johnny (Alev Adam) ateşle uçarken, aile dostu Ben (Taş Adam) iri yapısına rağmen yufka bir kalbe sahip. Dörtlü, yüksek teknolojiyle donatılmış bir binada yaşayan örnek bir aile olarak, sevimli yardımcı robot Herbie ile tamamlanıyor. Filmin ilk yarısı, Sue’nun beklenen bebeğiyle ilgili heyecanlar etrafında dönerken, ikinci yarıda Fantastik Dörtlü, dünyayı ölümcül tehdit Galactus’tan kurtarmak için halkla birlikte mücadele ediyor.
GÜÇLÜ KADIN KARAKTERLER
Shakman, retro-fütüristik New York’u uçan arabalar, yardımcı robotlar, tüplü televizyonlar ve 60’ların canlı renk paletiyle, nostaljik bir dokuya büründürüyor. Yapım tasarımcısı Kasra Farahani, megakenti Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer’in çalışmalarından esinlenerek yaratmış. Stilize edilmiş maketler, 60’ların estetiği Stan Lee ve Jack Kirby’nin çizgi romanına doğrudan bir gönderme yapıyor. Galactus, dev bir samuray boyutunda gezegeni yiyerek beslenen korkutucu bir canavarken, ulusu için kendini feda eden Gümüş Sörfçü, derinliği ilginç bir karakter sunuyor. Shakman, Lee ve Kirby’nin zengin ve detaylı çizgi roman evrenini, Stanley Kubrick’in mükemmel görselliğiyle 2001: Uzay Yolu Macerası (1968) arasında bir harmanlama yaparak yansıtıyor. Dijital efektler, anlatım dili ve sinematografi oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Müzikler ise 60’ların klasik bilimkurgu yapımlarına selam duruyor.
1960’ların tutucu Amerika’sında “kadının yeri evidir” anlayışına karşı, güçlü ve zeki kadın karakterler olan Sue Storm ve Gümüş Sörfçü ile yönetmenin feminist mesajını iletmesi dikkat çekiyor. Oyuncular arasında oluşan dinamik ve uyum, Pedro Pascal, Vanessa Kirby, Joseph Quinn ve Ebon Moss-Bachrach gibi isimlerle başarıyla yansıtılıyor. Julia Garner, Gümüş Sörfçü karakterinde ağır plastik makyajına rağmen içindeki hüznü hissettirmeyi başarıyor. Film, aile, ebeveynlik, dayanışma, sevgi, güven ve umut temalarını işliyor; izleyicilere sonuna dek sürükleyici bir deneyim sunuyor. Final jeneriğindeki görüntüler, ayrı bölümler niteliği taşıyor. Bebek Franklin ile birlikte Fantastik Dörtlü’yü (ya da Beşli’yi), Avengers: Doomsday (2026) ve Avengers: Secret Wars (2027) filmlerinde de görme şansı bulacağız.
