Yangın Yönetmeliği Var, Güvenlik Yok!

Kapıdan Bacaya Hiçbir Bina Güvende Değil: Yangın Yönetmeliği Kâğıt Üstünde Kalmış
Yangın yönetmeliği kâğıtta asil, uygulamada ise hayalî bir kahraman gibi. Kapıdan bacaya, asansörden tahliye merdivenlerine kadar her madde özenle sıralanmış; fakat sahada gerçek olan şu: yönetmelik uygulanan bir ülke değiliz. Hastaneler, oteller, toplu konut projeleri — hangisine bakarsanız bakın, yönetmeliğin emrettiği asgari tedbirlerin çoğu ya eksik ya şeklen var.
Bu bir ihmalkârlık değil; bu vatandaşların can güvenliğine karşı sistemli bir körlük. Kimse “benim binamda farzı misal bir yangın olmaz” diyerek kendini kandırmasın. Çünkü yangın seçmiyor: erkek, kadın, yaşlı, engelli, bebek demiyor — sadece yanıyor.
Peki nasıl geldi bu hâle? Kısaca:
-
Yönetmelik çıkarıldı ama denetim mekanizmaları zayıf.
-
Binalara işletme ruhsatı verirken fiili kontroller ya yapılmadı ya da kağıt üzerinde geçiştirildi.
-
Bazı projeler seminer tadında “yangın raporu” ile piyasaya sürüldü; uygulama yok.
-
Sorumlular “ben görevimi yaptım” deyip imzayı bastı; vatandaş yangında “başının çaresine” bırakıldı. Aynı Bolu’da ki Otel Yangını gibi. Hiç kimse sorumluluğu üzerine almayarak herkes ortadan sıvıştı ve olan orada can veren insanlara oldu. Yani yandı bitti kül oldu misali…
Gerçek şu: Bizde yangın yönetmeliğinin öngördüğü bir binaya rastlamak bir ihtimal işareti değil — neredeyse mucize. Bu durumda şu net sonuç çıkıyor: Bu ülkede birçok insanın can ve mal güvenliği güvence altında değil.
İsterseniz bugün her blokta, her hastanede, her otelde şöyle bir test yapın: acil çıkış kapısını deneyin; yangın merdivenine ulaşım engellenmiş mi bakın; yangın söndürücünün dolu olup olmadığını, alarmın sisteminin çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Duman dedektörleri çalışıyor mu çalışmıyor mu? Yada otel kapıları ahşap yanıyor mu yanmıyor mu? Çoğunlukta ya eksik ya da işlevsiz. Milyonlarca turistin gelip gittiği ve konakladığı tüm otellerde hiç bir önlem alınmamış, misafir oda kapıları bile yangına dayanıklı değil ise gerisini siz düşünün. Ayrıca hasta yatağında yatan ve kaçma şansı dahi olmayan özel hastanelerde de aynı skandal önlem sizlikler mevcut. Bunun adı “ihmal” değil; bunun adı resmen “pespayelik”.
Ama korkmakla kalmayacağız. Herkes kendini korkutacak kadar uyanmalı. Sorumlular hesap verecek, denetimler yapılacak, ruhsatlar iptal edilecek — bunlar zorunlu. Vatandaş olarak susarsak, devlet olarak da herhangi bir sonuç çıkmaz.
Bugün yapmamız gerekenler:
-
Belediyelere, itfaiyeye, valiliğe toplu başvuru yapıp acil denetim talep edeceğiz.
-
Medyada bu konuyu gündeme taşıyacağız; her eksik bina ilan edilecek.
-
Hukuksal yollar harekete geçirilecek: toplu dava, idari şikâyet, ruhsat iptalleri talep edilecek.
-
Ve en önemlisi: her bina sakini kendi denetimini yapacak, eksikleri fotoğraflayıp kayıt altına alacak.
Bu yazıyı okuyan herkes bilsin: yangın yönetmeliği metinsel bir lüks değil; uygulanması zorunlu, hayat kurtaran bir kuraldır. Yönetmelik kâğıtta kalmayacaksa, biz onu hayata geçirecek, sorumluları görevden aldıracak ve cezaî/idrâî süreçleri başlatacağız. Kendinizden korkun. Çünkü korkmak ilk adımdır — ardından harekete geçmek gelir.
Kimse kusura bakmasın biz insanımızın can güvenliğini göz ardı edemeyiz, bu yüzden de ülke genelinde ne kadar özel yada resmi hastane varsa bir o kadar da otel ve motellerin hepsini isimleri ile yetkili birimlere başta CİMER olmak üzere hem ihbar edeceğiz hem de kamuoyu adına bu konuda haber yapmayı sürdüreceğiz.
Her şey para kazanmak ile olmuyor! Yönetmelik ne istiyorsa hayata geçirmekte bir sorumluluktur. Biz GİRDAP HABER olarak yakın takipteyiz. Ülkede her şey resmiyete uygun hale getirilene kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Buda böyle biline.