“Bi Sal Beni” diye diye…

Aslında laf güzel ama her modaya atlayan ve sonunda leşini çıkartan ” copy-paste ” cemaati tarafından zorlama hallere dönüşünce artık sıktı.
Gün içerisinde nasıl denk düşürsem de ” bi sal beni ” diyebilsem ve o çok gurur duyduğum koca kafamla kendime günün trend adamı bakışlarını çekebilsem. Ne büyük dert ama ve ne büyük bir hedef.
Noter de sözde çalışana soruyorsun, istediğim evrak neden düzenlenemiyor, engel nedir izah eder misiniz? Kadın cevap veriyor ” bu benim meselem değil, sen git kendin araştır “. Sen li ben li olduk durum bu mu yani diyorsun, Gratis beauty pembe rujuyla ” bak sırada bekleyenler var” diyor.
İşin düşüyor mahalle karakoluna gidiyorsun, haksızlığa uğramış, bunalmış, koşa koşa gelmiş dert anlatıyorsun. Yarım saat anlattırdıktan sonra polis sana ben bu işlere bakmıyorum siz 2. katta falancaya gidin diyor. 2. katta ki falancaya gidiyorsun yarım saatte ona anlatıyorsun, bize boşuna geldiniz, biz bir şey yapamayız diyor. Acaba dolandırılınca nereye ifade verebiliriz, süper markete gitsem olur mu diye soruyorsun, bayan diyor neden yükseliyorsun. Çıkarken kafamı kaldırıp binaya bakıyorum üstünde ” Emniyet ” yazıyor mu diye.
Ahh bir de en ilginçlerinden biri, namı değer marka cafelerden birinde sıcak kakao istiyorsun, tezgahtaki kızımız kakao içecek olarak yok, paketle satıyoruz şurada ki rafta ama sıcak çikolata verebilirim diyor. Soruyorum, çikolatayı bütün halde sıcak suyun içine mi atıp eritiyorsunuz diye, hayır diyor zaten toz halinde. Peki diyorum kakao paketinin içindekinden yani, evet diyor kız aynen.
Son durum böyle, şehirde bir günün özeti. Kim bilir araba almaya, ev satmaya falan da gitseydim neler yaşardım, Allah’tan çok şükür param yokta kaldırımlardaki elektrikli scooter sürücülerinin darbelerinden sıyrılıp evime dönüyorum.
İçimden kahkahalar dolusu bir istekle ” Bi sal beni İstanbul” diye bağırmak geliyor…
Daha bitmedi, TV açıp, yalan söyleyen, iftira atan, şöyle dolu dolu hakaret edip çemkiren birileri varsa Profesör, doçent, siyaset bilimci, anketçi, eski bakan, eski milletvekili, hani toplumu tahrik eden ayrıştıran eski gazeteci falan, onlarıda izleyip ancak o zaman derin derin uyutulduğumu anlayıp güzel bir uyku çekerim .
Toplum salına salına gidiyor efendiler, neredeyse aklımızı aklını kaybedenlerden koruma kılavuzu basacağız.
Sevgili okurlarım, haber portalımız hem köşe yazarlarının yazılarına hem de tüm haberlere yoruma açıktır, sizlerden ricam yorum yapmayı lütfen unutmayın!
Selmin PAZVANTOĞLU
güzel bir anlatım her gün daha beterlerini yaşıyorum elinize sağlık