Gerçek Gazetecilik Tarih mi Oldu?

“Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var.”
Yıllarımı verdiğim bu kutsal meslek, gazetecilik, bugün kimlerin elinde ve ne hallere geldi diye düşündükçe yüreğim sızlıyor. Ulusal medyayı izlediğimde geçmiş ile bugünü yan yana koymak mümkün değil.
1970’li yıllarda Tercüman gazetesinde polis muhabiri olarak görev yapıyordum. O zaman görsel medya yok denecek kadar azdı; tek televizyon kanalı TRT, yazılı basın ve radyolar vardı. Gazete patronlarının çoğu gerçek gazeteci kökenliydi. Benim de patronum, rahmetli Kemal Ilıcak’tı.
O dönemde yazılı basın parmakla sayılacak kadar azdı: Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Tercüman, Günaydın… Sonraları Sabah, Akşam ve diğerleri eklenmeye başladı. Ama o dönemlerin gazetecilik anlayışı farklıydı. Gazeteci saygın bir kişilikti. Kamu kurumlarına girdiğinde herkes ayağa kalkar, önünde ceketini iliklerdi. Meslek erbabı adam yerine konulurdu.
Duayen gazeteci dost ve ağabeylerim vardı: Kadir Çelik, Uğur Dündar, Savaş Ay, Coşkun Aral, Mehmet Ali Birand, Uğur Cebeci, Ahmet Vardar, Fehim Yener ve daha nice değerli isim… Onların gazetecilik çizgisi, bugünün “tetikçi medya patronlarına” asla alet olmadı. İşte bu yüzden de birçoğu meslekten uzaklaştı.
Benim de gazetecilik hayatımın kırılma noktası, Susurluk Skandalı’ydı. Belgeli, doğru ve araştırmaya dayalı bir habere imza attım. Ne karalama vardı, ne iftira… Sadece gerçekler. Fakat bu gerçekler ortaya çıkınca, deşifre olanlar, makam ve mevkilerini kullanarak beni oyundan diskalifiye ettiler. Yıllarca işsiz bırakıldım. Ölüm tehditleri aldım ama ölmedim. O gün anladım ki Allah, her zaman doğru kulunun yanındadır.
Bugün bakıyorum da; gerçek gazeteciler tarih olmuş. Yerlerini sahte kahramanlar, gündüz kuşaklarını dolduran “etekliler” ve havuz medyası aldı. Artık haber değil, kılıf ve kalkan üreten kanallar var. Haber programlarının yerini diziler aldı. Satılık medya, yolsuzluk, hırsızlık ve şantaj amaçlı çetelerin eline geçti.
Ama bir umut hâlâ var: İnternet medyası. Bugün gerçek gazetecilere teknolojinin sunduğu bir nimet bu mecra. Hızlı, özgür ve dünyanın dört bir yanına ulaşabilen bir yayın organı. Elbette burada da taraflı ve yağdanlık yayınlar var. Ama okuyucu farkındalığı arttıkça, hakikati yazan mecralar değer kazanacaktır.
O gün geldiğinde, gerçek gazetecilik küllerinden yeniden doğacaktır.