Dünya Susarken Türk Milleti Hazır…

Ortadoğu’da yıllardır değişmeyen bir manzara var: zulüm, baskı, işgal ve suskunluk. Filistin halkı, dünyanın gözleri önünde haksızlığa uğruyor. Uluslararası kuruluşlar karar alıyor ama uygulayan yok, güç odakları bildiriler yayımlıyor ama adım atan yok. Adalet kavramı hep masada kalıyor, sahada ise yalnızca gözyaşı ve yıkım var.
Dünya, çıkar hesapları uğruna susuyor. Bu sessizlik, aslında zulme verilen en güçlü destek oluyor. “Çözüm” kelimesi dillerde dolaşsa da kimse çözmek istemiyor. Çünkü çözümsüzlük, büyük güçlerin işine geliyor.
Ama bir gerçek var ki, Türk milleti bu tabloya seyirci kalacak bir millet değildir. Tarih boyunca biz, mazlumların yanında olduk; zalimin karşısına dimdik çıktık. Bugün de aynı ruhla hazır ve nazır bekliyoruz. Çünkü biz gücümüzü sadece ordumuzdan değil; inancımızdan, tarihimizden ve adalet duygumuzdan alıyoruz.
Elbette mesele savaş açmak ya da yok etmek değil. Asıl mesele, dünyaya şunu gösterebilmektir: Türk milleti adalet için ayağa kalktığında, hiçbir güç bu iradenin önünde duramaz. Bizim gücümüz yıkmak değil, kurmak; yok etmek değil, inşa etmek üzerine kuruludur.
Eğer dünya sessiz kalmaya devam ederse, Türkiye’nin ve Türk milletinin sesinin daha gür çıkacağı kesindir. Çünkü biz, “zulmün olduğu yerde tarafsız kalmanın da zulüm” olduğuna inanırız.
Bugün insanlık vicdanı sustu. Ama Türk milleti susmadı, susmaz da. İşte bu yüzden, “Dünya susarken Türk milleti hazır.”