Yani “Pazara Kadar Değil, Mezara Kadar Gazeteciyim”
Rahmetli Savaş AY gibi… Nurlarda uyusun.

Gazetecilik benim mesleğim değil, hayatımın ta kendisi. Kelimelerle dünyayı tarttım, karanlıktan ışık aradım; güçlünün değil, hakkın yanında durdum. Her haber bir sorumluluktur, her satır bir yüktür — ama bu yükü taşımaktan hiç vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim.
İnsanların kulağını kapattığı yerde ben dinlemeye devam edeceğim. İddiaların peşinden giderken cesur olacağım; yanlışı ifşa ederken adil olacağım. Tek gayem var: gerçeği söylemek, susanı konuşturmak, unutturulanı hatırlatmaktır. Bu uğurda kapılar kapansa da, tehditler yağsa da, doğru bildiğim yoldan sapmayacağım.
Gazetecilik, ödün verilebilecek bir meslek değildir. Mesleğimizin onuru, tarafsızlıkla, vicdanla ve cesaretle korunur. Ben de o onuru koruyacağım; çünkü biliyorum ki bir toplumun vicdanı sağlamsa, geleceği de sağlam olur.
Bu yüzden tekrar ediyorum: HAVADA VE KARADA, HER YERDE VE HER AN, “ÖLENE KADAR GAZETECİYİM”.
