Sayın Başkan,
Size bu satırları bir gazeteci olarak değil, bu kentin sokaklarında yaşayan, nefes alan bir yurttaş olarak yazıyorum.
Çünkü artık susmak, görmezden gelmek mümkün değil.
Bir belediye yönetimi halkın sorunlarını çözmek için oradaysa, o halkın çığlığına da kulak vermek zorundadır.
Birkaç gündür mahalle sakinleri adeta isyan ediyor. Çöpler birikiyor, yollar delik deşik, altyapı çökmüş.
Yağmur yağsa sel, güneş açsa koku… İnsanlar dertli, çaresiz.
Bir genç –evet, benim oğlum bile artık– “baba, kimse ilgilenmiyor” diyorsa, mesele kişisel değil, sistemiktir Başkan!
Bu şehirde sorunlar dilekçe ile çözülmüyor, çünkü dilekçeler tozlu raflarda kayboluyor.
Peki nerede kaldı sizin halkla iç içe belediyecilik anlayışınız?
Koltukta oturmak kolay ama halkın içine karışmadan hizmet olmaz.
Bir başkanın gücü, alkışlarla değil halkın duasıyla ölçülür.
Artık harekete geçin Sayın Başkan. Çerkezköy halkı sizi bekliyor, gezin sokakları görün son durumları ve müdahale edin,
Küçük bir müdahale, koca bir mahallenin yüzünü güldürebilir.
Sizden mucize istemiyoruz, sadece görev bilinci ve vicdan bekliyoruz.
Bu mektubu yazmak zorunda kalmak istemezdim.
Ama bende çok yakın zamanlarda sizin topraklara doğru misafir geleceğim, gelmeden önce uyarmadı deme sakın ben o ilçede ikamet edeceksem önce temizlik hijyen ve bakım isterim, yok böyle devam edecekse de kendimi her türlü haberci olgusuyla siper ederim. Eğer gazeteci bile kendi evladının yaşadığı sıkıntıya karşı sessiz kalırsa, o kalem bir daha asla “halkın kalemi” olamaz.
Sözün özü şu:
Sokağa inin sayın Vahap AKAY Başkan! Halk sizi bekliyor…
Ve unutmayın, halkın sesi kısıldığında, şehir de susar.
