Haluk GİRTİ olarak : Tarafsız ve “Tam Bağımsız” Gerçek Haberciliği Yeniden Diriltecek Bir Medya Patronu Arıyorum!

Yaş ilerlese de içimdeki muhabir hâlâ genç.
Ben hâlâ haber kokusunu metrelerce öteden alabiliyorum.
Hâlâ gecenin bir vakti telefon çaldığında “Ne oldu, nerede patladı olay?” diye irkiliyorum.
Çünkü ben o dönemin çocuğuyum; olaylarla yatıp olaylarla yaşayan biri olarak yaklaşık otuz sene mikrofonla, teyple, not defteriyle büyüdüm.
Gerçekleri yazmanın bedelini genç yaşta öğrendim yani.
3 Kasım 1996 sonrası Susurluk skandalı sonrası, Türkiye’nin nasıl karardığını, derin odakların kimleri nasıl susturduğunu bizzat yaşadım.
Bir haberin, bir fotoğrafın, bir cümlenin nasıl “tehlike” sayıldığını gördüm.
Arkadaşlarım tehdit edildi, bazıları susturuldu, bazıları yok sayıldı.
Ben susmadım.
Ama susturulmak istendim — hem de defalarca.
Yıllar geçti… Yıl 2025…
Bugün dönüp bakıyorum; televizyon ekranlarında “haber” diye izlediğimiz şeylerin çoğu birer senaryo.
Gazeteler habercilikten çok PR bülteni gibi.
Gerçekleri yazmak artık suç, sessiz kalmaksa ödül olmuş.
İşte tam da bu yüzden, ben hâlâ bir umutla medya patronu arıyorum.
Ama öyle patron değil…
Vicdanı cüzdanından büyük olacak biri.
Korkmayacak, satılmayacak, susmayacak biri.
Reytingin değil, gerçeğin peşinde koşacak biri.
Birlikte, “haber öldü” diyenlere inat, yeniden doğurabileceğimiz bir habercilik anlayışını kurabileceğimiz biri.
Çünkü bu ülkede hâlâ korkmadan konuşmak isteyen gazeteciler, yazılmamış ve yarım kalmış binlerce dosya, yarım kalmış hakikatler var.
Ve ben hâlâ o hakikatlerin nöbetçisiyim.
Saçlarıma düşen aklar, yaşanmış haberlerin izidir — yorgunluk değil, onur madalyasıdır.
Eğer bir gün bu satırları okuyan biri, “Evet, ben de gerçeğe inanıyorum” diyebilirse,
bilinsin ki benim için o kişi, aradığım medya patronudur.
Bugün parası olan istediği frekansı kiralıyor yada satın alarak, yayın hayatına anında başlıyor.
Adres belli: Girdap Haber.
Çünkü biz hâlâ suyun altındaki gerçeği arıyoruz.