
Adam bana derdimi anlatacak kadar İnglizce bilip bilmediğimi soruyor. La derdimi anlatmaya Türkçem yetmiyor, ne İngilizce’si kuzum…
Sorarım size; Biz 15 Temmuz’da hain darbecilere karşı kahramanca direnirken, tankların altına yatarken İsmet İnönü neredeydi…!!!???
(Kendime not; Kendine Gel…)
Memleketim Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde başı sıkışan, kendini güvende hissetmeyen hemşerim Kürt; neden Dahok’a Kuzey Irak’a, Erbil’e göç etmez? Oralarda eğitim Kürtçe, resmi dil Kürtçe, valisi, polisi, yöneticilerin hepsi Kürt! Vize sorunu da yok! Neden kalkıp da Antalya, İzmir, İstanbul ve Manisa’ya göç eder, buralarda kendini Türklerin arasında güvende, özgür, eşit ve huzurlu hisseder! Neden? Çünkü; doğuda Kürt’e huzur vermeyen gene Kürt’ün kendisidir. Kürt ağadır, Kürt PKK’dır, Hüdapar’dır, DEM’dir,
Kürt muhtardır, Kürt belediye başkanıdır, Kürt şeyhtir, Kürt gavstır, Kürt imamdır, Kürt melledir! Yani demem o ki kendi yarattıkları sorunun çözümü de yine kendileridir tabi ki!
Yüreğiniz yorgunluk görmesin, kelimeleri ile gönül inşâ eden insanlara rast gelesiniz inşaAllah (temsil misal ben gibi)…
Ne demiş Bolulu düşünür Shazaam; Ölüme giden tek yol yaşamdır. Adam gibi yaşayın, zaten silikon sıkacaklar…
Goethe ise, “insan kendini yalnızca insanda tanır.” der. Hobbes’un fikri buna karşı çıkar, çünkü ona göre, “insan insanın kurdudur.” Ben ikisine de tamamen karşı çıkarak diyorum ki, “insan insanın, kapanmayan yaralarıdır.”
Hobbes’e göre; doğa halinde insanlar bir anarşi içinde, vahşet içinde yaşıyordu. Çıkara dayalı olarak insanların sınırsız bir hürriyet hali vardı ve hürriyet’in sınırsızlığı insanın insana kurtlar gibi saldırmasına neden oldu. Sonrası malum hepimizin malumu işte. Ahmet Hamdi Tanpınar’da “insan insanın cehennemidir” diyor. Üstat da haklı.
İnsan insanın kurdudur ya da insan insanın yurdudur, “insan, yalnızca insanda tanır kendini”
Bazı insanların gülüşü şifadır, bazılarının,sesi şifadır, bazı insanın konuşması şifadır, bazı insanların da sadece varlığı bile şifadır. Allah (ﷻ) birbirine şifa veren insanları birbirinden ayırmasın. Allah sizleri benim başımdan eksik etmesin inşaAllah kuzularım…
Yüreğiniz yorgunluk görmesin, kelimeleri ile gönül inşâ eden insanlara rast gelesiniz inşaAllah…
Aklıma gelmişken yaşadığınız dünyada eğer kimliğiniz Türk ise Türklüğünüzü bileceksiniz. Ne Mutlu Türküm Diyene, Tengri Biz Menen.
Sizleri son şiirimle baş başa bırakıyorum, hadi o zaman size baş baş…
Boynumdaki kırışıklıklar yaşımı ele veriyor,
Alnımdaki çizgiler elimi cebime sokuyor,
Kulağımdaki kıllar gününü gün ediyor,
Yinede hayat yaşamaya değer.
Yanlızlık Allah’a mahçuptur.
Orda bir köy var uzakta,
Burda bir köy var yakında,
Dolapta makarna var ısıtıp yersin,
Masada ayran var sırıtıp içersin.
Tavuk, balık, kelle,
Bunlar yenir elle,
Belki bir gün bende,
Kavuşurum senle,
Kendine çok iyi bakıyosun, öpüyosun derrmmiişşiimm…
Dip notumuza gelelim; Siz siz olun, sizi seven insanı üzmeyin. Ahını almayın. Başınıza sarmayın. Hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Rabbim ben ve alayınızın hayatında ki tüm eksiklikleri tez zamanda doldursun. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…
“Okuyucular üzülmesin, çünkü; Bozkurtlar dirilecektir.”
Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…
10 kuruşluk pul ve imza…