
Isaac Asimov’u bilir misiniz, hani zamanı asırlar ilerisinde yaşayan 500’den fazla kitabı olan hem bilim adamı hem yazar olan, der ki; Tarihte mutlu sonlar yoktur, birbiri ardına krizler vardır…
Evet çay koydum senin için amirim, yeniden başlıyoruz hayata, sen bana bir sade kahve hazırlat anca kendime gelirim.
Yarattığı şeylerin kötülüğünden, Karanlığın çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden,
Düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, Kıskandığı zaman kıskancın kötülüğünden,
Sabah aydınlığının Rabb’ ine sığındım.
Ayıp olmasın gidelim diyerek gittiğin her davette, ayıp olmasın diyerek cevap vermediğin her hadsizlikte, ayıp olmasın diye sustuğun her haksızlıkta, ayıp olmasın diye kabullendiğin her saygısızlıkta, ayıp olmasın diye katlandığın her zorbalıkta, sırf ayıp olmasın diye çekip gittiğin her ortamda kendine ayıp ettiğini unutma.
Düşmanın yaptıkları değil, en çok dostların sessizliği yaralar insanı biliyor muydunuz. Merak edilirsiniz ama merak edilen siz değil sadece içinde bulunduğunuz durumdur! Bunu yapanda adına dost denen, kendini adam ve hatta insan zanneden necis damlalardır.
Cahil siyasetçiler ve tarafgirlerle siyaset tartışmaktan hep kaçtım. Ama anlamıyorlar nedense, gözlerini kör eden ne çözemiyorum. Evet ülke ne çekiyorsa Atatürkçü görünen, hani şu Tunceli’ye dersim diyen Cumhuriyet düşmanları ile Allah ve kitap arkasına sığınan Cumhuriyet düşmanlarından çekiyor. Benim için terörist teröristtir, bebek katili bebek katilidir! Ama siz altılı masayı desteklerken hdp gizli ortağınız değil miydi, Selahattin’e özgürlük istemiyor muydunuz, Osman Kavala’ya özgürlük istemiyor muydunuz.
Osman Kavala’ya özgürlük istemiyor muydunuz, her evden hdp’ye 1 oy çıksın diye yırtınan siz değil miydiniz, bunları bile bile ittifakı destekleyenlerin haddine midir bugünü tartışmak!
Her şeyin pahalı olduğu, adamlığın ise 5 liralık tesbihler ile gösterişli kıyafetler arkasına saklandığı ama pahalılık kriterinin karşısında kaliteden uzak bir dönemde yaşıyoruz, bu sadece mücevherde değil, gastronomide, eğitimde, giyim kuşamda, pahalı olan herşeyin kaliteli olduğunu sanan yeni zenginler ve onların çevresindeki onları öpen kendine esnaf diyen bir tayfa.
Ellerinde kameralı telefonlarıyla oradaydım buradayım diye paylaşım yapmaktan anı yaşayamayan yeni zengin varoş tayfa ve paranın 20 yılda bir el değiştirdiği yeni Türkiye.
Pandalar buldukları yerde uyur, üzülünce yalnız kalmak ister ve canları sıkıldıkça yuvarlanırmış ya; işte benim o…
Beni en sakin anımda bile sinir edebilen insanlar;
1- Sevmediğim kişinin mesaj atması.
2- Sürekli aynı şeylerden şikayet eden kişi ile konuşmam.
3- Her şeyi çok bildiğini sanan insanların, her konu hakkında bilmiş bilmiş yorum yapması.
İnsan neden nişanında buzdolabı magneti dağıtır ya, Oğlum karınla senin adının benim buzdolabımda ne işi var? Sen ne ara bu özgüvene sahip oldun kuzum…
Dip notumuza gelelim; Siz siz olun, sizi seven insanı üzmeyin. Ahını almayın. Başınıza sarmayın. Hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Rabbim ben ve alayınızın hayatında ki tüm eksiklikleri tez zamanda doldursun. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…
“Okuyucular üzülmesin, çünkü; Bozkurtlar dirilecektir.”
Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…
10 kuruşluk pul ve imza…
Mehmet SAATÇİ