**İddianame Boş(!) Diyorlar Ama…

Ya Bu Kadar “Tesadüf” Bir Araya Nasıl Geliyor?**
Türkiye’de son yılların en ilginç savunma cümlesi ne biliyor musunuz?
“İddianame boş birader!”
Ne olay çıkarsa çıksın, hangi ifade tutanağı ortaya dökülürse dökülsün, MASAK raporu mu gelir, transfer kayıtları mı çıkar, genç bir elektrikçinin bir anda milyonlar dağıtan iş insanına dönüşmesi mi gündeme gelir… Hiç fark etmiyor.
Tek bir cümle:
“İddianame boş birader!”
Hadi gelin bu “boş” denilen iddialara bir göz atalım. Elbette hepsi iddia. Elbette yargı süreci devam ediyor. Ama insan bazı şeyleri okuyunca da “Pes artık” demeden edemiyor.
3 villa meselesi…
Belediyeden büyük işler alan bir müteahhit, Emirgan’daki üç villayı sadece 15 milyon liraya belediye başkanının aile şirketine devrediyor.
Evet, sadece 15 milyon.
“Ne olmuş yani? Gönlünden kopmuş vermiş. Kimseyi ilgilendirmez.
İddianame boş birader!”
22 yaşındaki elektrikçi mucizesi…
Aynı müteahhit yanında elektrikçi olarak çalışan 22 yaşındaki Furkan Remzi Ceylan’a şirket kurduruyor. Sonra bu şirket belediyeden 2.1 milyar liralık ihale alıyor.
Ardından genç ve “çok başarılı” elektrikçi eski patronuna 2 milyon dolar borç veriyor!
“Olabilir kardeşim, çocuk çalışmış kazanmış. Patronu sıkışınca da vermiştir.
İddianame boş birader!”
MASAK raporu ne diyor?
Deniyor ki, üç yıl içinde belediye başkanının çoğunluk hissesine sahip olduğu şirket 117 taşınmaz almış.
19 dükkan, 19 mesken, 63 konut, 8 ofis, 6 büro, 2 arsa…
“Ne var yani? İşleri iyi gitmiştir.
İddianame boş birader!”
Kültür A.Ş. – 50 milyonluk ‘Daire parası’
Kültür A.Ş.’den 193 milyon lira aldığı öne sürülen bir firma sahibi, bu ödemenin ardından belediye başkanının şirketine 50 milyon lira gönderiyor.
Açıklama ne?
“Adam ev almış birader.
İddianame boş!”
Bir kalfanın 1 milyar 250 milyon liralık hesabı…
Bir dönem belediye başkanının şirketinde kalfa olarak çalıştığı belirtilen kişi, MASAK’a göre hesabında 600 milyon, şirkete gelen toplam parada 1 milyar 250 milyon tespit ediliyor.
“Çalışmış, kazanmış…
İddianame boş!”
İşadamlarının tanıklıkları…
Bir işadamı çıkıyor:
“Ruhsat için aylarca bekledik. Bizden para istendi. Bir müteahhit yönlendirildi. 17 milyon TL karşılığı ödeme yaptık, birkaç gün içinde onay verildi” diyor.
Başka biri:
“Ruhsat için 10 milyon dolar talep edildi. 80 milyon ve 250 milyon TL bağış yaptık, ruhsat öyle çıktı” diyor.
Bir diğeri:
“7.5 milyon doları vermek zorunda kaldık” diyor.
“Hikâye kardeşim, yurt yaptırmışlar!
İddianame boş birader!”
Tehdit iddiaları…
İfadelerde diyorlar ki:
“Rüşvet vermeyene, ‘Geleceğin Cumhurbaşkanıyla kötü mü olmak istiyorsunuz?’ diye gözdağı verildi.”
“Bırakın bu işleri, siyasi operasyon bunlar!
İddianame boş!”
Peki bir soru soralım…
Eğer iddianame “boş” ise…
Bu ifadeler?
Bu para hareketleri?
Bu şirket devirleri?
Bu villalar?
Bu bağışlar?
Bu HTS kayıtları?
Bu tanık beyanları?
Bu müteahhit trafiği?
Bu genç yaşta milyonlar dağıtan elektrikçi mucizesi?
Hepsi ne?
Hepsi birden “tesadüf” mü?
Kimse kusura bakmasın…
Burada kim suçlu kim değil, kim haklı kim haksız… Bunları yargı karar verir.
Ama ortada dolaşan tabloya “Hiçbir şey yokmuş” gibi davranmak da akla, mantığa ve vicdana sığmıyor.
Eyvallah, siyasi operasyon olabilir.
Eyvallah, zamanlama tartışılabilir.
Ama belgeler, ifadeler ve kayıtlar da masanın üzerinde duruyor.
Bu ülkede artık kimsenin “iddianame boş” masalına sığınmadan, gerçekleri konuşması gerekiyor.
Gerçeklerden kaçanın yolu hep daha karanlık bir yere çıkar.