Çerkezköy’de Yükselen Bir Şey Var… Sadece Binalar Değil!
Türkiye’nin gündemi ağır, siyaseti keskin, ekonomisi dalgalı… Fakat tüm bu karmaşanın ortasında bazı şehirler sessiz sedasız büyüyor, güçleniyor, dönüşüyor. Bu şehirlerden biri bugün benim adım attığım, sokaklarında dolaştığım, insanını dinlediğim Çerkezköy.
Burada yükselen sadece binalar değil…
Bir irade var, bir hareketlilik var, bir dinamizm var.
Adeta “Yeni Türkiye’nin üretim nabzı” bu ilçede atıyor.
Sanayinin Metal Sesi Artık Çerkezköy’ün Ritmi
İlçeye doğru yaklaşırken duyduğunuz şey sadece araç gürültüsü değil, üretimin sesi. Fabrikaların vardiya ışıkları sabaha karşı bile sönmüyor. Kapılarından giren yüzlerce işçi, Türkiye’nin ekonomisine değer katan görünmez kahramanlar gibi çalışıyor.
Kimi plastik üretiyor, kimi ilaç, kimi elektronik… Ama hepsinin ortak bir yönü var:
Bu ülkenin can damarına güç vermek.
Bugün Çerkezköy OSB’de atılan her adım, aslında Türkiye’nin geleceğine atılan bir adım.
İnşaatlar Mantar Gibi Yükselmiyor… İhtiyaçtan Doğuyor
Bazıları bakınca sadece beton görüyor; ben ise yeni yaşam alanlarını, göçün arka planını, ekonomik hareketliliği, yeni başlangıçları görüyorum.
Her yeni blok, bu ilçeye gelen bir aileyi, bir işçiyi, bir memuru barındıracak.
Bu yüzden yükselen her bina aslında bir hikâyenin başlangıcı.
Ve unutmayalım:
Kentler kendiliğinden büyümez. İnsan göç ediyorsa, umut olduğu içindir.
Neden Çerkezköy? Çünkü Burada Hayat Var.
İstanbul’dan kaçan insan akını…
Sanayinin çekim gücü…
Uygun yaşam maliyetleri…
Kolay ulaşım… En önemlisi deprem de 3. ve 4. derece dayanıklı zemin. Bölgenin planlı genişleme potansiyeli…
Tüm bu faktörler birleşince ortaya bambaşka bir tablo çıkıyor:
Çerkezköy artık bir göç şehri değil, bir tercih şehri.
Bugün Gördüğüm Manzara Bana Bir Şeyi Fısıldıyor:
“Bu İlçe Daha Çok Yükselecek…”
Bazen sokak, sokak gezmek, insanlarla konuşmak, inşaatların gölgesinde durup o vinçlere şöyle bir bakmak bile anlatır durumu. Ekonomik raporlara gerek yok; sahaya çık yeter.
Ben çıktım, gördüm, yazıyorum:
Çerkezköy yükseliyor. Hem de sessiz ama çok güçlü bir şekilde.
Son Söz…
Türkiye’nin devasa sorunları var, biliyoruz. Ama bu ülke hâlâ üretiyor, hâlâ ayakta, hâlâ umut arıyor. Çerkezköy bu umudun küçük bir laboratuvarı gibi.
O yüzden bu şehri izlemeye devam edeceğim.
Çünkü burada bir şeyler oluyor…
Ve ben mesleğin gereği, o olan şeylerin peşindeyim.
Kalın sağlıcakla
