“Turizmde Perdeyi Aralıyorum: Yıllardır Kimsenin Yazmadığı Gerçekleri Açıklıyorum!”

Turizm, bu ülkenin en değerli vitrinidir…
Ama vitrinin parıltısının ardında öyle bir karanlık koridor var ki, yıllardır herkes görüyor ama kimse konuşmaya cesaret edemiyor.
Ben artık susmayacağım.
Çünkü susmanın bu sektöre hiçbir faydası olmadığını, aksine çürümeyi hızlandırdığını biliyorum.
Turizm camiasında 30 yılı aşkın süredir görev yapan biri olarak, bu yazıyı kolay yazmadığımı bilin.
Ama zaman geldi.
Perdeyi aralıyorum.
“Şeffaflık” denen şey yıllardır turizmde hiç olmadı
Turizm sektöründe herkes birbirini alkışlar.
Herkes birbirine ödül verir.
Herkes aynı masada oturur, aynı fotoğrafa girer.
Ama kimse gerçekleri konuşmaz.
Neden?
Çünkü turizmde “düzen” denen yapıyı elinde tutan bir çevre var.
Bu çevre kimseyi karşısına almaz, kimseyi de yanına yaklaştırmaz.
Sektörü yıllardır aynı isimler, aynı firmalar, aynı ilişkiler döndürür.
Ve herkes bunu bilir.
Ama kimse yazmaz.
Ben yazıyorum.
Fuarların, organizasyonların, bütçelerin arka planı göründüğü kadar masum değil
Bugün Türkiye’de düzenlenen büyük etkinliklerin, tanıtım törenlerinin ve fuarların birçoğu, görünürde sektör için yapılır.
Ama perde arkasında dönen pazarlıklar, güç dengeleri ve özel çıkar ilişkileri kimsenin bilmediği bir dünyadır.
Size söyleyeyim:
-
Bazı firmalar yıllardır dokunulmaz.
-
Bazı projeler hep aynı ellere gider.
-
Bazı organizasyonlar kapalı devre paylaştırılır.
-
Bazı isimler eleştirilemez hale getirilir.
-
Medyanın bir kısmı turizmin PR ajansına dönüşmüştür.
Bunlar sadece benim değil, bu sektörde alın teri döken herkesin bildiği gerçekler.
Ama herkes susuyor.
Ben susmuyorum.
Turizmi yönetenler değil; turizmden çıkar sağlayan görünmez bir yapı var
Bugün turizmi gerçekten kim yönetiyor biliyor musunuz?
Bakanlıklar mı?
Örgütler mi?
Dernekler mi?
Hayır.
Turizmi; fuarlarda fotoğraf çektiren, sektör medyasını finanse eden, kapalı toplantılarla yol çizen görünmez bir yapı yönetiyor.
Kimse bu yapıya dokunamaz.
Kimse bu yapının denetimine girmez.
Kimse bu yapının finans trafiğini sorgulamaz.
Yıllardır kimse sormadığı için cevap da verilmemiştir.
Ben bugün soruyorum:
Turizmde gerçek güç kimdedir?
Bu paralar nereye gidiyor?
Bu düzen kimin için işliyor?
Türk turizminin geleceği, gerçeği konuşmaktan geçiyor
Bugün bu yazıyı yazarken birilerini hedef almıyorum.
Ama düzeni hedef alıyorum.
Çünkü biliyorum ki:
-
Bu sektör şeffaflık ister,
-
Bu sektör hesap verebilirlik ister,
-
Bu sektör liyakat ister,
-
Bu sektör gelecek ister.
Ama yıllardır görüyorum ki bir grup bu sektörün sadece “vitirini” ile ilgileniyor.
İçeride kimsenin görmediği bir düzen var.
Ve ben bu düzeni artık saklamayacağım.
**Son sözüm turizm camiasına:
Bu yazıda kendini gören, bilsin ki artık maskeler düşüyor**
Bugün başlayan bu süreç sadece bir yazı değil;
Turizmin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için attığım ilk adımdır.
Girdap Haber’de Haluk Girti ile birlikte bu dosyayı açıyoruz.
Belgelerle, tanıklıklarla, isimlerle…
Bu sadece bir gazetecilik işi değil;
Türk turizminin geleceği için bir zorunluluktur.
Ben konuşuyorum.
Artık herkes duymaya hazır olsun.