“Bu Ülkenin Gerçek Gündemi Güllü Değil: Kapatılan Dosyalar, Susturulan İsimler!”
Türkiye yine bildiğimiz Türkiye…
Bir magazin olayını ülke çapında gündem yapıp, yıllardır bilerek kapatılan, kapattırılan, saklanan, korkulan gerçekleri görünmez kılan bir mekanizma var karşımızda.
Sanatçının başına gelen sıradan bir olay, nasıl oluyor da bir günde tüm memlekete “asıl gündem” diye kakalanıyor?
Çünkü biz bu oyunu yıllar önce gördük.
Gündemi ne halk belirler, ne medya…
Gündem, kimin gizlemek istediği neyse ona göre belirlenir.
Bugün Güllü konuşuluyorsa, emin olun ki konuşulmaması istenen çok daha büyük bir şey vardır.
🕶️ Bu ülkede kaza deyip kapattıkları dosyalar tesadüf değildi
Türkiye’nin siyasi tarihine bak dostum…
Gerçek anlamda “tehlikeli gerçekler” hep bir kaza kılıfıyla ortadan kaldırıldı.
Kazaymış…
Düşmüşmüş…
Rampada fren boşalmışmış…
Bu ülkenin karanlığı masum bir kaza kadar basit değildir.
Devlet içindeki güç dengeleri, kimi zaman bir insanı, kimi zaman bir yapıyı, kimi zaman bir dosyayı sessizce ortadan kaldırarak çalışır.
Ve örnek mi istiyorsunuz?
✈️ Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri gerçekten düştü mü, düşürüldü mü?
Yıllardır sorulan ama cevaplanmayan soru bu.
-
Cihazlar söküldü.
-
Kayıtlar kayboldu.
-
Arama-kurtarma geciktirildi.
-
Helikopterin düştüğü bölge yanlış yönlendirildi.
-
Şahit ifadeleri çelişkili.
Bir ülkenin en tanınmış siyasi figürlerinden biri gökyüzünden düşüyor ve devletin bütün kurumları “kaza işte” deyip geçiyor.
Bu mudur adalet?
Bu mudur devlet ciddiyeti?
Bugün hâlâ bu dosyayı diriltmeye çalışan bazı savcıların, hâkimlerin, bürokratların başlarına gelenleri biliyoruz.
Bu ülkede bazen gerçeğe yaklaşmak bile risklidir.
🚗 Susurluk kazası mıydı, yoksa Susurluk operasyonu mu?
Gelelim Susurluk’a…
Türkiye’nin en büyük “rastlantı”sı diye anlattıkları o kara geceye.
Aynı araba içinde:
-
Bir milletvekili (Sedat Bucak),
-
Bir polis müdürü (Hüseyin Kocadağ),
-
Bir devlet görevlisi/ülkücü figür (Abdullah Çatlı),
-
Bir güzel kadın (Gonca Us)
Bir arada ne arıyordu?
Rastlantı dediler.
Şans dediler.
Kazaymış dediler.
Yapmayın…
Kim kimi kandırıyor?
Susurluk, devletin karanlıkta tuttuğu tüm dengelerin kontrolden çıktığı bir geceydi.
Ve o kazada:
-
Çatlı ölmeseydi, hangi defterler açılacaktı?
-
Kocadağ konuşabilseydi, kimleri işaret edecekti?
-
Bucak ifadesini genişletmiş olsaydı, hangi ilişkiler ortaya saçılacaktı?
Soruların yanıtı, dosyanın neden kapatıldığını anlatıyor.
🐍 Bu ülkede bazı isimler ölürse dengeler değişir: ÇATLI’nın ölümü bir denklem miydi?
Bir dönemin en kritik adamlarından biri Çatlı…
Kimi kirli işlerde kullanıldı, kimi zaman devletin temizlik operasyonlarında görev yaptı.
Ama bir gerçek var:
Çatlı ölmeseydi konuşacaktı.
Konuşsaydı dengeler değişecekti.
Dengeler değişseydi bazıları batacaktı.
Bu nedenle hâlâ “o kaza gerçekten kaza mıydı?” sorusu unutturulmak isteniyor.
Çünkü o sorunun cevabı, bu ülkenin derin tarihinin yarısını yeniden yazdırır.
🔥 Ve şimdi bize Güllü’yü konuşun diyorlar!
Dostum Haluk Abi, bütün bunları yaşamış bir ülkede bugün gündem Güllü mü?
Güllü’ye bir şey olduysa elbette haber değeri vardır.
Ama bu ülkenin gündemini kaplayacak kadar mı?
Bu kadar mı küçüldük?
Bu kadar mı susturulduk?
Bu kadar mı yönlendiriliyoruz?
Bir sanatçı üzerinden köpürtülen tartışmaların tek amacı vardır:
Gerçek sorulmasın.
Gerçek gündem açılmasın.
Gerçek dosyalar hortlamasın.
Çünkü bu ülkenin gerçek gündemi Güllü değil;
-
Yazıcıoğlu’nun cevapsız ölümü
-
Susurluk’un karanlık koridorları
-
Çatlı’nın gömülü sırları
-
Devlet-mafya-siyaset denklemleri
-
Derin yapılar
-
Faili meçhuller
-
Örtbas edilen operasyonlar
İşte asıl mesele bunlardır.
🖋️ Bir gazeteci olarak o karanlık kapıları çalmak benim görevim
Magazin köpürtmek değil, saklananı yazmak gazetecinin işidir.
Ve ben biliyorum:
Bu ülke Güllü’yü unutur.
Ama Yazıcıoğlu’nun düşüşünü unutmaz.
Çatlı’nın ölümünü unutmaz.
Susurluk’u unutmaz.
Çünkü unutulursa…
Bir daha hiçbir gerçek gün yüzüne çıkmaz.
Ben bu yazıyı yazıyorum çünkü:
Hakikat, üzeri örtülünce yok olmaz.
Sadece karanlık büyür.
Biz konuşursak karanlık çöker.
Ve herkes bilsin:
Bu ülkede “kaza” dediğiniz şey bazen sadece kaza değildir.
Bazen bir dönemin kapatılmasıdır.
Bir dönemin hesaplaşmasıdır.
Bir dönemin susturulmasıdır.
