Bu İnsanlar Saldıran Ayıları Yiğiyorlar…
Japonya, 2025 yılında son yılların en yüksek seviyede ölümcül ayı saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Yılbaşından bu yana yaşanan saldırılarda 13 kişi hayatını kaybetti. Artan vakalar özellikle Tokyo’ya yakın Chichibu bölgesinde halk arasında büyük endişe yarattı.
Ayılar yerleşim yerlerine iniyor. Uzmanlara göre saldırıların temel nedenleri arasında; Kırsal alanların daralması, Orman ekosistemindeki bozulma, meşe palamudu gibi doğal besin kaynaklarının azalması yer alıyor. Aç kalan ayılar, okullara, marketlere ve evlerin bahçelerine kadar inmeye başladı.
ORDU DEVREDE, ATEŞ ETME İZNİ VERİLDİ
Japon hükümeti, artan saldırıları durdurmak için olağanüstü önlemler aldı. Tehlike oluşturan ayılara karşı güvenlik güçlerine ateş etme izni verildi. Resmî açıklamalara göre: 2025’in ilk 6 ayında 9.100’den fazla ayı itlaf edildi. Önümüzdeki yıl bu sayının 12.200’e çıkarılması planlanıyor.
AYI ETİNE DEV TEŞVİK: 18 MİLYAR YEN
Devlet, itlaf edilen ayıların etinin değerlendirilmesi için
ayı eti üretimi ve tüketimini kapsayan 18 milyar yenlik (yaklaşık 4,9 milyar TL) teşvik paketi açıkladı. Amaç: Ayı saldırılarını azaltmak. Kırsal ekonomiye katkı sağlamak. Avlanan hayvanların “israf edilmemesi”
AYI ETİ RESTORANLARDA YOK SATIYOR
Kararın ardından Japonya’da beklenmedik bir trend doğdu: Ayı eti yemek moda oldu. Restoranlar ayı etini: Izgara taş üzerinde pişirme. Hot-pot (sıcak tencere). Şarapla uzun süre pişirme gibi yöntemlerle sunuyor. Şefler, ayı etinin “nadir bulunur” olmasının müşterilerde merak uyandırdığını, menüye girer girmez tükendiğini söylüyor.
FINE-DINING MENÜLERİNE GİRDİ
Hokkaido başta olmak üzere bazı bölgelerde lüks restoranlar da ayı etini menülerine ekledi.
Deneyen müşteriler etin: Beklenenden daha dolgun. Oldukça sulu. Yoğun aromalı olduğunu ifade ediyor.
“Bu haber sadece bir gıda haberi değil; insanın doğayla kurduğu dengenin bozulduğunun çok net bir göstergesidir. Ayılar saldırganlaştı çünkü yaşam alanları daraldı, besinleri tükendi. Çözüm yalnızca itlaf ve tüketim odaklı olduğunda, sorun ortadan kalkmaz; sadece şekil değiştirir. Bugün ayıyı menüye koyan sistem, yarın başka bir canlıyı koyar.
Asıl soru şu: Doğayı gerçekten yönetiyor muyuz, yoksa tüketerek mi sakinleştirmeye çalışıyoruz?”
Deniz Egece, Şükran ve sevgiler


