Yeni Yıl, Yeni Beden Değil; Yeni Zihin

Yeni bir yıl yaklaşırken aynı cümleler tekrar eder:
“Bu yıl mutlaka zayıflayacağım.”
“Artık kendime bakacağım.”
“Bu kez olacak.”

Ama istatistikler acı bir gerçeği gösteriyor:
Yeni yıl diyetlerinin büyük kısmı birkaç hafta içinde terk ediliyor. Çünkü çoğu kişi bedeni değiştirmeye çalışırken, zihni olduğu gibi bırakıyor.
Oysa kalıcı zayıflama bir takvim meselesi değil; zihinsel bir farkındalık sürecidir.

Zayıflama Neden Her Yıl Ocak’ta Başlayıp Şubat’ta Biter?
Çünkü kilo problemi çoğu zaman bir “beslenme bilgisi eksikliği” değil, bir duygu ve anlam problemidir.
İnsanlar yemekle sadece açlığını değil;
- Stresini
- Yalnızlığını
- Ödül ihtiyacını
- Kontrol duygusunu
- Boşluk hissini
gidermeye çalışır.

Bu durumda diyet, çözüm değil; yalnızca belirtiyi bastırma girişimi olur. Bastırılan her şey ise bir gün daha güçlü geri döner.
Beslenme Sadece Ne Yediğin Değil, Neden Yediğindir
Bilimsel olarak baktığımızda hiçbir gıda tek başına “şişmanlatıcı” değildir. Kilo artışı;
- Zihinsel yük
- Duygusal yeme
- Farkındalıksız tüketim
- Stres hormonları
- Uyku düzensizliği
- Hareketsizlik
gibi birçok faktörün birleşimiyle oluşur.

Bu yüzden kalıcı kilo kaybı için şu soruyu sormak gerekir: “Şu an gerçekten aç mıyım, yoksa bir duyguyu mu besliyorum?” Bu soruyu sorabilen bir zihin, otomatik yeme davranışından çıkmaya başlar.
Yeni Yılda Hedef Diyet Değil, Farkındalık Olsun
Yeni yıl hedefleri genellikle serttir: “Şeker yok.” “Ekmek yok.” “Kaçamak yok.”
Bu dil, bedeni bir düşman gibi konumlandırır. Oysa beden bizim düşmanımız değil; mesaj taşıyıcımızdır.
Yeni yılda daha sürdürülebilir bir yaklaşım şunları içerir:
- Bedeni dinlemeyi öğrenmek
- Açlık–tokluk sinyallerini fark etmek
- Yemekle duygular arasındaki ilişkiyi görmek
- Hareketi ceza değil, destek olarak görmek
- Kendini suçlamak yerine anlamaya çalışmak
Bu yaklaşımda kilo vermek bir zorunluluk değil, doğal bir sonuç olur.

Zayıflamak Bir İrade Savaşı Değil, Bir Zihin Dönüşümüdür
Toplumda hâlâ kilo problemi “iradesizlik” olarak etiketleniyor. Oysa bilim bize şunu söylüyor:
Uzun süreli kilo problemi yaşayan kişiler genellikle çok güçlü iradeye sahip, ancak sürekli kendini zorlayan bireylerdir.
Sorun irade eksikliği değil;
Yanlış yerde kullanılan iradedir.
İrade, kendini bastırmak için değil; kendini anlamak için kullanıldığında işe yarar.
Bu Yıl Kendine Şunu Hediye Et
Yeni yılda kendine verebileceğin en değerli hediye;
- Daha sert kurallar değil
- Daha az yemek değil
- Daha fazla suçluluk hiç değil
Daha bilinçli bir zihin olsun.
Çünkü beden, zihnin dilini konuşur.
Zihin sakinleştiğinde, beden de dengeye gelir.

Yeni Yıl, Yeni Başlangıç Değil; Yeni Bakış Açısı
Kalıcı zayıflama;
“Pazartesi başlıyorum” cümlesiyle değil, “Ben ne yaşıyorum?” sorusuyla başlar.
Bu yıl takvim değişirken, alışkanlıkların değil; bakış açının değişsin.
Çünkü gerçek değişim, yılbaşında değil; fark ettiğin anda başlar.
Yeni bir yıla girerken herkese şunu hatırlatmak isterim:
Kendinizle savaşmayı bırakın. Bedeninizi düzeltilecek bir problem gibi değil, anlaşılmayı bekleyen bir yol arkadaşı gibi görün.
Yıllardır binlerce insanla çalışırken şunu çok net gördüm:
Kalıcı değişim; aç kalmakla, kendini zorlamakla, suçlamakla gelmiyor.
Değişim; fark etmekle, anlamakla ve kendine şefkatle yaklaşmakla başlıyor.
Yeni yılda kimsenin mükemmel olmasına gerek yok.
Ama herkesin kendine karşı daha dürüst, daha nazik ve daha bilinçli olmasına çok ihtiyaç var.
Dilerim bu yıl;
- Yemeğin düşman değil, mesaj olduğunu fark ettiğiniz
- Kilonun kader değil, bir sonuç olduğunu gördüğünüz
- Bedeninizle barışmaya bir adım daha yaklaştığınız
- Zihninizi susturmayı değil, dinlemeyi öğrendiğiniz
bir yıl olur.
Yeni yıl, yeni bir beden vaat etmiyor.
Ama yeni bir bakış açısı sunuyor.
O bakışı seçen herkese;
sağlık, denge, farkındalık ve iç huzur dolu bir yıl diliyorum.
İki Şükran Bir Sevgiyle, Mutlu Yıllar