Yerkürenin en ikonik hayvanlarını barındıran göçmen türler, insan faaliyetlerinin sonucu olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yapılan yeni bir rapor, 260 türün yüzde 20’sinin nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu türlerden neredeyse yarısının sayısı azalmış durumda. Bunun başlıca nedeni ise aşırı avlanma ve habitat kaybı olarak gösteriliyor. BM Çevre Programı İcra Direktörü Inger Andersen, durumu değerlendirerek insan faaliyetlerinin göçmen türlerin geleceğini tehlikeye attığını açıkça ortaya koydu.
Deniz kaplumbağalarından fillere kadar birçok göçmen hayvan, yıl içerisinde üremek, yiyecek bulmak veya hayatta kalmak için milyonlarca kilometre yol kat edebiliyor. Gezegendeki ekosistemlerin devamlılığı için oldukça kritik olan bu göçmen türler, sadece çevresel değişimleri göstermiyor, aynı zamanda karmaşık ekosistemlerin dengesini de sağlıyor. Ayrıca gıda zinciri üzerinde de oldukça belirleyici bir rol oynuyorlar.
Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği Kırmızı Listesi’ne göre, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan 260 türden 68’i ‘Kritik Derecede Tehlikede’, 78’i ‘Tehlikede’ ve 114’ü ‘Hassas’ olarak değerlendiriliyor. Bu türlerden biri de dar, sivri gagası ve kabuğundaki desenlerle dikkat çeken Şahin Gagalı kaplumbağa. Oldukça azalan sayılarına rağmen bu türlerin bazılarının ekolojik denge için kritik önemleri bulunuyor.
Göçmen yaşam alanlarına yapılan müdahaleler, köprüler, yollar gibi yapılar ve endüstriyel gelişmeler, bu türlerin göç yollarında engel teşkil ediyor. Bu engellerin yanı sıra pestisitler, plastikler, ağır metaller, su altı gürültüsü ve ışık kirliliği gibi kirlilik türlerin göçlerini olumsuz etkiliyor. Araştırmacılar, bu türleri ve yaşam alanlarını korumak için uluslararası eyleme geçilmesi gerektiğini vurguluyorlar. Bu nedenle bu önemli göçmen türlerin ve yaşam alanlarının korunması ve restorasyonu için acil ve koordineli bir eylem şart.