Değerli okuyucularım;
Yıllardır yani yarım asırdan fazla bu ülke topraklarında yaşayan biri olarak, hayatı ve yaşananları gözlemleyen biriyim. İnanın bu gözlemlerime birde gazetecilik mesleğimi katarsak işin içinden çıkmakta daha da zorlanıyorum.
Ben kendimi bildim bileli ülke genelinde halk olsun siyasiler olsun mafya babaları olsun her telden çalarak kendilerine göre bir şeyleri anlatmaya çalışsalar da kimse kimseyi tınlamıyor. Birileri ülkede olan biten tüm yolsuzlukları hırsızlıkları ve de haksızlıkları birileri belgeleriyle deşifre ediyor ama yapılan bu açıklamalara karşın kimse elini değil parmağını bile oynatmaya tenezzül etmiyor. Yani ağzı olan konuşuyor misali.
Ülkede son zamanlarda birçok konu gündemde ve herkes bu konular hakkında konuşup tartışıyor. Bu durum doğrudur. Fakat, bu kadar konuşmanın birileri tarafından icraata dönüşüp dönüşmediği ise tartışmalı bir konu.
Bazı insanlar, yapılan konuşmaların somut adımlara ve icraata dönüşmediğini savunuyor. Bu kişilere göre, siyasi liderler ve diğer yetkililer, sürekli olarak halka sözler veriyor ve sorunları çözeceklerini söylüyor, ancak bu sözlerin pek çoğu hayata geçirilmiyor. Mesela bundan yıllar önce işlenen faili meçhul cinayetler olsun, ülkede devlet mafya ve polis ilişkileri yani derin devlet meseleleri olsun, kara para aklama ve uyuşturucu tacirlerine engel olamama konuları olsun, almış başını giden meseleler arasında iken, kimsenin bu konularla ilgilenmemesi ve üstünün kapatılması başta ben olmak üzere bu ülkede yaşayan herkesi resmen tedirgin ediyor. Bu yaşanan durumlar ise halkta hem hayal kırıklığı hem de öfkeye yol açıyor.
Diğer insanlar ise, yapılan konuşmaların önemli olduğunu ve icraata giden yolda bir adım teşkil ettiğini savunuyor. Bu kişilere göre, sorunların dile getirilmesi ve kamuoyunda tartışılması, yetkilileri harekete geçirmeye ve çözümler üretmeye teşvik ediyor. Ayrıca, yapılan konuşmalar toplumda farkındalık yaratmaya ve sorunun önemini vurgulamaya da yardımcı oluyor.
Sonuç olarak, ülkede birçok konu hakkında konuşuluyor olması ve bu konuşmaların icraata dönüşüp dönüşmediği sorusu karmaşık bir konu. Bu konuda farklı bakış açıları var ve her iki tarafın da haklı yönleri var. Kısacası herkes bir birinin açığını kapatarak ülke idare edilmeye çalışılıyor.
Ben mesela çok merak ediyorum, yıllar önce Türkiye de yaşanan Susurluk skandalı sanıkları şimdi neden halen eli ayağı serbest ortalarda dolaştırılıyor. Bunların suçları bir yıl mı? Yada bunlarda hiç suç yoktu da bedavadan mı içeride yattılar çıktılar. Mesela o özel harekatçı polislerin suçu neydi de yıllarca birileri tarafından kullanıldı ve sonunda meslekten ihraç edildi? Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu cinayetini kimler nasıl işledi? Abdullah Çatlı denilen insan gerçekten vatan kahramanıysa ve bu vatan için bu kadar can pahasına mücadele verdiyse neden bir trafik kazasında kimlerin talimatı sonucu kurban edildi. Bu derin ilişkilerin başında kimlerin olduğunu bilen devlet ve hükümet, bir tuğla çekersem her şey yıkılır ve tüm pislikler ortaya çıkar diyen adam ile halen aynı kulvarda neden koşuyor? Ergenekon nedir? FETÖ terör örgütü konusunda birlik ve beraberlik içinde kimler vardı, sonra bu teşkilat örgüt ilan edilince içinde kimler kaldı? Adnan Kahveci kazasını kimler nasıl planladı? Sedat Peker denilen insan devlet tarafından yıllarca himaye altında iken neden bir anda hain ilan edildi ve yurt dışında yaşam savaşı vermesine neden olanlar kimler? Bu sorular gibi belki yüzlercesi var ama benim kafamda kalanlar sadece bunlar. Peki şimdi gelelim asıl soruya? Bu ülkede herkes her şeyi biliyor fakat neden susuyor?
Neden sustuğunu da millet hariç herkes biliyor zaten!
Ama susan konuşmayanlardan da bir gün gelecek hesap sorulacak bu ülkede!
