Türkiye’deki yabancı düşmanlığı ve göçmenlere karşı şiddet olayları, siyasetçilerin aldığı kararlarla sık sık gündeme geliyor. Bu durumun en son örneği, 4 Mayıs’ta Afyonkarahisar’da yaşandı. CHP’li Belediye Başkanı Burcu Köksal, göçmenlerin belediyedeki nikah ücretlerini 25 kat artırarak 10 TL’ye çıkardıklarını kamuoyu ile paylaştı.
Bu karar büyük tepki çekti ve hukuki süreç başlatıldı. Mahkeme, Afyonkarahisar İdare Mahkemesi, belediye başkanının uygulamasını durdurma kararı aldı. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, Afyonkarahisar Belediye Meclisi’nin aldığı kararın hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Açıklamada, “Sığınmacılar için nikah ücretini 25 kat artırarak 10.000 liraya çıkartma kararının iptaline ilişkin idare mahkemesinde açtığımız davada yürütmenin durdurulmasına karar verildi. Mahkeme, kararında söz konusu işlemin hangi gerekçelerle hukuka aykırı olduğunu detaylı bir şekilde ele aldı.” denildi. Bu karar, göçmenlere karşı ayrımcılığın hukuki boyutunu da ortaya çıkardı.
Türkiye’deki yabancı düşmanlığı ve ırkçılık sorununun artmasıyla birlikte, göçmenlere karşı ayrımcılık da yükselişe geçmiş durumda. Bu tür uygulamaların yasal dayanağı olmadığı için hukuk süreci devreye giriyor ve mahkemeler kararlar almaya başlıyor. Afyonkarahisar’daki bu olay da, hukukun göçmen haklarını koruma noktasında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Göçmenlerin toplumda kabul görmesi ve haklarının korunması için daha fazla adım atılması gerektiği açıktır. Siyasetçilerin ve belediye başkanlarının bu tür ayrımcı uygulamalardan kaçınması, toplumsal barışın ve adaletin sağlanması açısından önemlidir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin herkes için geçerli olduğu unutulmamalı ve herkesin eşit şekilde hukuki haklardan yararlanması sağlanmalıdır.
Afyonkarahisar’daki bu olay, Türkiye genelindeki yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık sorununu yeniden gündeme getirmiştir. Bu tür olaylara karşı daha duyarlı ve adaletli bir yaklaşım benimsenmeli ve herkesin insan haklarına saygı gösterilmesi sağlanmalıdır. Göçmenlerin sosyal ve hukuki haklarının korunması, toplumun her kesimi için önemli bir sorumluluktur ve bu konuda gerekli adımların atılması gerekmektedir.