Büyük Marmara Depremi: Hazırlıklı mıyız?
“Deprem değil, binalar öldürür” sözü, ne yazık ki ülkemizde defalarca tecrübe ettiğimiz acı bir gerçek. Özellikle Marmara Bölgesi’nin kalbi İstanbul, büyük bir depremin beklendiği bir fay hattı üzerinde yer alıyor. Bu gerçeği göz önünde bulundurduğumuzda, Büyük Marmara Depremi senaryosu ne yazık ki hepimizin zihninde canlanan bir kabus.
1999 Marmara depremi, yaşadığımız topraklarda deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermişti. Binlerce insan hayatını kaybetmiş, on binlerce ev yıkılmıştı. O günden bu yana geçen zamanda, deprem konusunda birçok adım atıldı. Ancak yeterli mi?
Hazırlıklarımız yeterli mi?
Deprem gerçeğini kabul etmek ve ona göre önlem almak zorundayız. Bilim insanlarının uyarıları, olası bir depremin büyüklüğü ve etkileri konusunda bizi sürekli uyarıyor. Peki, biz bu uyarıları ne kadar dikkate alıyoruz?
- Binalarımız ne kadar güvenli? Yapı denetimi, kentsel dönüşüm gibi konularda atılan adımlar takdire şayan olsa da, hala riskli yapıların olduğu bir gerçek.
- Acil durum planlarımız var mı? Okullarda, iş yerlerinde, evlerde yapılması gerekenler konusunda yeterli bilgiye sahip miyiz?
- Psikolojik olarak hazır mıyız? Böyle bir felakette nasıl davranacağımızı biliyor muyuz?
- Maddi olarak hazırlıklı mıyız? Kendimizi ve ailemizi korumak için gerekli olan malzemelerimiz var mı?
Deprem sadece bir doğal afet değil, aynı zamanda bir sınavdır. Bu sınavda başarılı olmak için, bireysel olarak ve toplum olarak daha çok çalışmamız gerekiyor.
- Bilinçlenmek: Deprem hakkında doğru bilgiye sahip olmak, panik yerine hazırlıklı olmamızı sağlar.
- Hazırlıklı olmak: Ailemizle birlikte bir acil durum planı oluşturmak, gerekli malzemeleri hazırlamak, deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenleri öğrenmek hayat kurtarabilir.
- Yetkililere destek olmak: Belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve devletin yürüttüğü çalışmalara destek olmak, toplumun direncini artırır.
Büyük Marmara Depremi, kaçınılmaz bir gerçek olabilir. Ancak bu gerçeği kabullenmek ve ona göre hareket etmek bizim elimizde. Unutmayalım ki, deprem değil, hazırlıksız yakalanmak bizi vurur.
Depreme hazırlıklı olmak, geleceğe yatırım yapmaktır.