8 Ekim 2023’ten bu yana devam eden İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, ciddi bir insani krize yol açtı. Lübnan Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamalara göre, bu süreçte toplamda 3 bin 481 kişi hayatını kaybetti. Bu rakam, 29 kişinin daha öldüğü belirtilerek güncellendi. Ayrıca, 122 kişinin ise yaralandığı bildirildi.

İsrail’in saldırıları sırasında yaşamını yitirenlerin 896’ının kadın ve çocuk olduğu, 210’unun ise sağlık çalışanı olduğu bilgisi yer aldı. Bu durum, savaşın ne denli zalimce sürdüğüne ve hedefin sadece militanlar değil, masum sivillerin de üzerine çekildiğine dikkat çekiyor. Saldırılarda yaralananların sayısı ise 14 bin 786’ya ulaştı.

İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten bu yana devam eden çatışmalar, Lübnan’ın birçok bölgesinde şiddetli bir şekilde sürmekte. Özellikle 23 Eylül’de başlayan hava saldırıları ile Lübnan’ın güney kentleri, Bekaa ve Baalbek bölgeleri yoğun bir bombardımana maruz kaldı. Bu süreçte, İsrail’in 30 Eylül’de başlattığı «Hizbullah’ın altyapısına yönelik sınırlı ve yoğun» kara saldırıları da dikkat çekici bir gelişme oldu. Tüm bu askeri eylemler, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştiriyor.

İsrail bombardımanları sonucunda, Lübnan’da yüz binlerce insanın yerinden olduğu tahmin ediliyor. Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut’a ve ayrıca kuzeye doğru geniş bir göç dalgası meydana geldi. Bu zorlu şartlar altında Lübnan hükümeti, yerinden edilen insanlardan 518 binden fazlasının Suriye’ye göç ettiğini bildiriyor. Bu, bölgedeki savaşın etkilerinin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da ciddi sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.

Bütün bu gelişmeler, uluslararası toplumun dikkatini çekerken, aynı zamanda bu çatışmaların sonlanması için acil çözümlerin gerekliliğini de ortaya koyuyor. İnsanların hayatlarını kaybetmesi, özellikle masum sivillerin hedef alınması, bu çatışmanın uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair endişeleri artırıyor. Özellikle kadınlar ve çocuklar gibi en savunmasız gruplar üzerindeki şiddet, insani bir krizin boyutlarını daha da derinleştiriyor.

Sonuç olarak, Lübnan’daki bu çalkantılı günler, hem oradaki insanların hem de uluslararası toplumun gündeminde önemli bir yere sahip. Umut, uluslararası çözüm yollarının bir an önce bulunması ve bölgedeki barışın yeniden tesis edilmesidir.

Kaynak: AA