Klasik Türk müziği yorumcularından biri olan Dilek Türkan, yeni albümü “Vuslatın Başka Alem” ile müzikseverlerle buluşmak üzere hazırlıklarını tamamladı. 11 şarkıdan oluşan bu albüm, geçmişe farklı bir yolculuk olarak nitelendirilen eserleri içinde barındırıyor. Albüm, Anatolian Art etiketiyle Ayvalık’ta, eski bir zeytinyağı fabrikasından müzik stüdyosuna dönüştürülen bir alanda kaydedildi. Tüm şarkılar, ünlü şair ve bestekâr Osman Nihat Akın’a ait. Albüm, Dilek Türkan’ın Derya Türkan ile birlikte prodüktörlüğünü üstlendiği ve Hakan Kuralay’ın aranjelerini gerçekleştirdiği “Bir İhtimal Daha Var” şarkısıyla açılıyor.
Dilek Türkan ile albümün oluşum süreci hakkında bir sohbet gerçekleştirdik ve albümün fikir ve hikâyesini sorduğumuzda, Türk müziğinin zamanla halkın müzik anlayışından uzaklaştığını vurguladı. Türkan, sanatçıların köprü olması gerektiğine inandığını belirtti. Bu çerçevede, Osman Nihat Akın’ın eserlerinin geçmişten gelen bir anlayışla, bugünün müzikal tınılarıyla yeniden gün yüzüne çıkartıldığını ifade etti. Albümde yer alan eserlerin, Türk ve Batı enstrümanlarının birlikteliği ile zenginleştirildiğini söyleyen Türkan, bu yaklaşımın geçmişe olan bağlılığı ve bugün ile köprü kurmayı hedeflediğini vurguladı.
Ayrıca, albümün kaydedildiği yerin seçiminde de Ayvalık’ın büyük bir önemi vardı. Dilek Türkan, bu bölgenin müzik yaratımına olan katkısını ve burada gerçekleştirilen projelerin verimliliğini takdirle anlattı. Ayvalık’taki bu müzik fabrikasını ilham verici bir yer olarak gören sanatçı, kalabalıklardan uzak kalmanın kendilerine büyük zevk verdiğini de dile getirdi. Derya ile birlikte burada tamamladıkları ikinci projelerinin, ilham dolu bir atmosferde geçtiğinin altını çizdi.
‘BİZİM KADINLARIMIZ BELKİ DE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ KADINLARI’
Dilek Türkan ile sohbetimizin bir diğer önemli başlığı da, Türkiye’de kadın olmanın zorluklarıydı. Türkan, “Ülkemizde kadın olmak” ifadesinin ötesinde, insan olmanın önemine vurgu yaptı. Kadın ve erkeğin birlikte hareket etmesi gerektiğini savundu. Bu konudaki bilinçlenmenin, eğitimin her alanında, evde ve okullarda sağlanması gerektiğini düşündüğünü belirtti. Ayrıca, Türkiye’deki kadınların, Cumhuriyet tarihinden başlayarak, kalkınmanın en önemli kahramanları olduğunu ifade etti.
Türkan, kadınların güçlü olabilmesi için eğitimin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği ve sağlık gibi alanlarda da desteklenmesi gerektiğine inanıyor. Kadınların ve erkeklerin birbirini destekleyerek, daha aydınlık bir gelecek inşa etmesi gerektiği görüşünde. Bu noktada, sanatın birleştirici gücüne ve toplumsal farkındalık yaratma potansiyeline dikkat çekti.
‘AYDINLANMANIN TEK YOLU YAZMAK YA DA OKUMAK’
Son olarak, bitmeyen kadın ve çocuk katliamları konusunda Dilek Türkan, sanatçıların bu olumsuzluklara karşı daha güçlü bir şekilde yanıt vermesi gerektiğini öne sürdü. Sanatın yayılmasında ve toplumsal farkındalık yaratmasında yazmanın ve okumanın önemi vurgulandı. Okuma ve yazmanın yalnızca bireysel bir deneyim değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunun altını çizen Türkan, bireylerin hayata sımsıkı tutunarak toplumsal dayanışma içerisinde olmalarını gerektiğine inanıyor.
Tüm bu açıklamaları çerçevesinde, Dilek Türkan’ın yeni albümü, sadece Türk müziğini yaşatmakla kalmayıp, toplumsal konularda da aktiv