Ünlü yazar Cevat Turan’ın sekizinci romanı “Mühür”, kitap raflarında yoğun bir ilgiyle karşılandı. Bu eser, Turan’ın önceki kitaplarından farklı olarak, devletin ve insanın karanlık koridorlarında dolanan sürükleyici bir hikaye sunuyor. Roman, okuyucuyu “Aşk mı, ideoloji mi?” sorusuyla yüzleşmeye itiyor. Karakterlerinden “Fırat”ın sorgulamaları etrafında gelişen olaylarla, “Mühür” romanı, siyasi polisiye klasikleri arasında kendine sağlam bir yer edinmeyi başardı.
Cevat Turan, romanın ortaya çıkış sürecini değerlendirirken, “Eserin doğuşu, günlük hayatımızda tanık olduğumuz ama arka planda bu olayların nasıl geliştiğini sorgulamadığımız gerçekliklere dayanıyor. Halının altına süpürülmüş her şeyi şeffaf bir biçimde yansıtmaya çalıştım,” diyerek düşüncelerini paylaştı. Yazar, hikaye içinde yer alan dört yetim çocuğun gerçekçi öyküsünün, birbirleriyle çatışan ve örtüşen ilişkiler üzerinden işlenerek okura derin bir bakış açısı sunduğunun altını çizdi. “Romanla birlikte hayatlarımızı kimlerin ve hangi güçlerin mühürlediğini anlamaya çalışıyoruz,” ifadelerini ekleyerek eserin derinliğine dikkat çekti.
“TARAFSIZ BİR YAZAR DEĞİLİM”
Yazar, “Yazar, yaşadığı zamana tanıklık eden kişidir” diyerek tarafsız olmadığını belirtti. Turan, “İçinde bulunduğumuz toplumun aynası olmaktan kaçınamayız. Gerçekliği olduğu gibi yansıtmanın veya gerçekliklerin kurgulanmasının sanata dönüşmesini umursamam, yazdığım eserlerden gelebilecek tepkilerden de çekinmem” dedi. Yazar, yasakların insan yaşamını daraltan bir hastalık gibi olduğunu vurguladı. “Ben tarafsız bir yazar değilim. Zorbalıkların, adaletsizliğin ve insan hakları düşmanlarının da yanında değilim. Kötülüğün kanıksanmasına veya yazılmasının önüne geçilmesine karşıyım…” ifadeleri, Turan’ın net tutumunu gözler önüne serdi.
“CUMARTESİ ANNELERİNİN KADERİ AİLEDE BİTMİYOR MU?”
Romanın karakterleri Sinan ve Fırat’ın hikayelerinin toplumda bir karşılığı bulunduğuna değinen Cevat Turan, “Bana göre sadece ‘coğrafya’ değil, insanın ailesi de kaderidir. Doğduğumuz aile, gelenekleriyle birlikte bizi şekillendirir. Anne-babaları hayattan kopmuş çocukların acı gerçeği çok derin. Cumartesi Anneleri’nin kaderi de ailede sona ermiyor mu?,” diyerek toplumsal meselelerin birey üzerindeki etkisini vurguladı. Turan, yazgının zorunlu olmadığını, memnun olmadığımız takdirde değiştirme iradesinin bizde saklı olduğunu belirtti. Ancak, toplumun hafızasının işgal altında olduğu için değişim sürecinin nesiller boyunca zorlandığını ifade etti.
Cevat Turan, üzerinde çalıştığı başka bir roman dosyasının yanı sıra, tamamlanmak üzere olan bir öykü ve şiir dosyası bulunduğunu belirtti. Yazar, gelecek projeleri hakkında okuyucuyu heyecanlandıracak detaylar paylaştı.
CEVAT TURAN KİMDİR?
Cevat Tur