Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, 22 Aralık 2022 tarihinde ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında açılan soruşturma çerçevesinde olayların merkezinde yer alıyor. Baş, 2022 yılının Aralık ayında bu suçlamalara maruz kalmıştı. Bugün, yani 11 Kasım 2023 tarihinde, Hüseyin Baş, İstanbul Adalet Sarayı’nın Çağlayan’daki binasına giderek ifade vermek üzere basın suçları soruşturma bürosuna başvurdu.

Adalet Sarayı’ndaki ifadesinin ardından, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Baş’ın durumu hakkında bir değerlendirme yapıldı. Yapılan değerlendirme sonucunda, Hüseyin Baş serbest bırakılmasına karar verildi; ancak bu serbest bırakılma, belirli adli kontrol şartlarına bağlandı. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Baş’ın her pazartesi günleri imza atmasını ve yurt dışına çıkış yasağı bulunmasını zorunlu kıldı. Bu adli kontrol şartı, Hüseyin Baş’ın durumunu hafifleten bir önlem olarak değerlendirilmiş olabilir.

Hüseyin Baş’ın ifadesinin ardından, konu ile ilgili kamuoyunun ilgisi oldukça yoğun oldu. Sosyal medyada ve basında bu olayla ilgili çok sayıda yorum ve değerlendirme yapıldı. Birçok kişi, Baş’ın durumunu siyasi bir baskı olarak değerlendirirken, diğerleri ise hukuki sürecin işlerliği açısından böyle bir adım atılmasının gereken bir süreç olduğunu savundu. BTP Genel Başkanı’nın bu süreçte yaşadıkları, Türkiye’deki güncel siyasi iklimi ve ifade özgürlüğünü sorgulatan tartışmalara yol açtı.

Baş’ın ifadesinin ardından serbest bırakılması, adli kontrol şartları ile geçmişe dair benzer olaylar ile karşılaştırıldığında farklı bir yere oturuyor. Türkiye’deki siyasi atmosferde, özellikle muhalefet liderlerine ve parti başkanlarına karşı yürütülen benzer davaların nasıl sonuçlandığı, kamuoyunu derinden etkileyen bir olgudur. Dolayısıyla Hüseyin Baş’ın yaşadıkları, Türkiye’nin mevcut siyasi yapısını ve adalet sistemine yönelik eleştirileri yeniden gündeme getirdi.

Kaynak: DHA