Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından geçen iki yılda bölgenin ekonomik ve kurumsal dayanıklılık sürecini mercek altına aldı.
TEPAV ekonomi politikaları analistleri H. Çağlayan Dündar ve Merve Dündar tarafından hazırlanan değerlendirme notlarına göre, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında bölgedeki ekonomik toparlanma süreci, iller arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Depremin etkileri, özellikle istihdam, ihracat, tarım, sanayi üretimi ve işletme faaliyetleri gibi kritik alanlarda belirgin kayıplara neden oldu.
Ekonomik Toparlanma İllere Göre Farklılık Gösterdi
Deprem sonrası ekonomik iyileşme, istihdam, sanayi üretimi ve iş yeri açılışları gibi bazı alanlarda belirli ilerlemeler kaydetmiş olsa da, tarım, kadın istihdamı ve ihracatta önemli düşüşler yaşandı. Örneğin, sigortalı çalışan sayısında deprem bölgesinde, Kasım 2022’ye göre yüzde 2.9’luk bir artış gözlemlenirken, Türkiye genelinde ise yüzde 3.6’lık bir azalma yaşandı. Bu artışın büyük ölçüde inşaat sektöründeki canlanmaya bağlı olduğu belirtiliyor. Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya gibi illerde istihdam artışı gözlemlenirken, Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa’da ise düşüş yaşandı.
Sanayi istihdamındaki artış, deprem bölgesinde sadece yüzde 1 şeklinde gerçekleşirken, Türkiye genelinde bu oran yüzde 3.5 olarak kaydedildi. Kilis, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi illerde sanayi istihdamında artış gözlemlenmesine rağmen, Kahramanmaraş, Malatya ve Osmaniye’de düşüş görüldü.
Kadın İstihdamında Düşüş Endişe Verici
Deprem bölgesindeki kadın istihdamı ise yüzde 3.2 oranında azaldı. Hatay, Kilis, Malatya ve Şanlıurfa’da kayıplar daha belirgin oldu. Türkiye genelinde ise kadın istihdamı yüzde 0.7 oranında bir artış gösterdi. Deprem bölgesindeki kadın istihdam oranı, 1.6 puan düşerek yüzde 24.7 seviyesine geriledi. Bu durum, kadın istihdamının bölgedeki ekonomik toparlanma sürecinde ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İhracatta Büyük Düşüş
TEPAV raporuna göre, deprem bölgesinin toplam ihracatı iki yıl içinde yüzde 8.1 oranında gerileyerek, Adıyaman, Elazığ ve Osmaniye gibi illerde büyük kayıplar yaşanmasına neden oldu. Sadece Şanlıurfa ve Kilis’te ihracatta bir artış görülürken, Türkiye genelinde ihracatın yüzde 3 oranında artması, deprem bölgesindeki sanayi ve lojistik altyapısının tam anlamıyla toparlanamadığını ortaya koyuyor. Örneğin, Gaziantep’in ihracatı yüzde 7.9 azalırken, Osmaniye’de bu oran yüzde 62 gibi dramatik bir düşüşü temsil ediyor.
Deprem Bölgesinde Tarım Geriliyor
Öte yandan, deprem bölgesinde çiftçi sayısı iki yılda yüzde 15.5 oranında azaldı. Adıyaman, Elazığ ve Osmaniye gibi illerde tarımdan çekilenlerin sayısında gözle görülür bir artış gerçekleşti. Türkiye genelinde ise çiftçi sayısındaki azalma yüzde 16.5 ile benzer bir eğilim gösterse de, deprem bölgesindeki tarım sektörünün daha kırılgan olduğu ve toparlanmanın uzun süreceği düşünülüyor.
Deprem bölgesinde iş yeri sayısında yüzde 0.2 artış kaydedilirken, Türkiye genelinde bu oran yüzde 2.5 olarak belirlendi. Hatay ve Malatya’da iş yeri sayısında düşüş yaşanırken, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ ve Osmaniye’de küçük ölçekli artışlar gözlemlenmiştir. Buna rağmen, esnaf sayısı deprem bölgesinde yüzde 1.2 oranında artarken, Türkiye genelinde esnaf sayısı yüzde 3.7 oranında gerileyerek, bölgedeki esnaflık faaliyetlerinin daha dirençli bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Kurulan şirket sayısında ise deprem bölgesinde yüzde 10.6’lık bir azalma görülürken, Türkiye genelinde bu düşüş yüzde 21.3 olarak kaydedildi. Ancak, Adıyaman ve Gaziantep gibi illerde kapanan şirket sayısındaki artış, iş dünyasının toparlanma sürecinde hala zorluklar yaşandığını göstermektedir.
Deprem Sigortası Krizi! İşletmelerin yüzde 66’sı Afet Sigortasız
Raporun en dikkat çekici noktalarından biri, deprem bölgesindeki işletmelerin yüzde 66’sının herhangi bir afet sigortasına sahip olmamasıdır. Bu durum, olası yeni afetler karşısında ekonomik riskleri arttırmaktadır. Sigorta sistemlerinin yetersiz olması, küçük işletmelerin çoğunun finansal yükümlülükleri karşılayamayacağını gösteriyor. Kamu ve özel sektör iş birliğiyle geliştirilmesi gereken mikro sigorta modelleri, bu açığın kapatılması adına büyük önem taşıyor.
Sanayi Havzaları ve Bölgesel Kalkınma Önerisi
TEPAV değerlendirme notunda, Türkiye’nin Marmara Bölgesi’ne olan sanayi bağımlılığını azaltmak için yeni bir sanayi havzası önerisi de gündeme getirilmiştir. Orta Anadolu-Doğu Akdeniz Sanayi Havzası olarak adlandırılan bu bölgede, Ankara, Konya, Kayseri, Mersin ve Gaziantep arasındaki potansiyel alanların, depreme karşı daha güvenli bir üretim merkezi oluşturabileceği belirtilmektedir. Bu yeni sanayi havzasıyla birlikte; yatırım teşviklerinin artırılması, sanayi tesislerinin bölgeye taşınmasının teşvik edilmesi, ulaşım ve lojistik altyapısının güçlendirilmesi gibi çözümler öneriliyor. Böylece Marmara Bölgesi’nde olası büyük bir depremin yaratabileceği ekonomik risklerin minimize edilmesi hedeflenmektedir.