Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Bebek Ölümlerini Araştırma Komisyonu, Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı. Toplantının açılışında konuşan Şan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) hakkında bilgi vererek, bu kurumun sağlık, bilim ve teknoloji alanında önemli bir rol oynadığını belirtti. Şan, TÜSEB bünyesinde kurulan Türkiye Sağlık Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü’nün (TÜSKA) sağlık kuruluşlarının kalitesini artırmaya yönelik kalite ve akreditasyon çalışmaları yaptığını ifade etti. Alınan araştırma verilerinin, uygulamalı çözümler ve stratejik yaklaşımlar sunarak komisyonun raporlarının içeriğini zenginleştireceğini vurguladı.

PALA: ÖZÜR DİLEME METNİ YETERSİZ

Komi̇siyon başkanı İshak Şan, söz isteyen CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’ya söz vererek, Pala, sağlık çalışanlarının sıkıntılarına değinen bir konuşma yaptı. Pala, “1,5 milyon sağlık emekçisinin yaşadığı bu ülkede, az sayıda insanın şiddetle karşı karşıya kalmaması için birlikte çaba göstermekteyiz. Ancak geçtiğimiz günlerde bir milletvekilinin sağlıkta şiddeti körükleyen ifadeler kullanması hepimizi üzdü. Kendine ait olan bir özür dileme metni yetersiz kalıyor” dedi.

GÜNEŞ: KASTI AŞAN SÖZLERİ TASVİP ETMEM MÜMKÜN DEĞİL

AK Parti İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk’ün Pala’ya cevap vermesi üzerine CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, tartışma çıkmasına neden oldu. AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, bu tür ifadelerin bağlamından bağımsız olduğunu ve sağlık çalışanlarına zarar verdiğini belirtti. Güneş, yanlış yorumlanan sözlerin partiyi bağlamadığını, bunun bireysel bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.

KÜÇÜKEL: İNSANLIK EROZYONU NEDENİYLE ÖLÜMLER

Toplantıda TOBB Sağlık Hizmetleri Meclisi Başkanı Banu Küçükel, yenidoğan ölümlerine dair tespitlerini aktardı. Küçükel, “Bu durumun bir insanlık erozyonu olduğunu düşünüyorum. Belirli bir zemin olmadan suçların oluşması mümkün değildir. Bu nedenle herkes, yalnızca sağlık hizmetini verenler değil, aynı zamanda denetimi yapanlar ve kanun koyucular da sorumludur. Sağlık hizmeti sunan kuruluşların taşeron olarak birer kişiye veya şirkete devredilmesi son derece riskli. Bu sistemin tamamen kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz” dedi.

DEĞER BAZLI ÖDEME SİSTEMİNE GEÇİLMELİ

Küçükel, hekimlere ve sertifikalı yoğun bakım hemşirelerine yönelik altyapı çalışmalarının önemine de dikkat çekti. Uzayan hastane yatışlarının aslında yanlış bir kazanç modeli oluşturduğunu söyleyerek, “Hasta ne kadar hızlı iyileşirse, o kadar ödüllendirici bir sistem oluşturulmalı. Türkiye sağlık sektöründe iki ana grup mevcut: özel hastaneler ve devlet hastaneleri. Denetim süreçleri genellikle teknik ve mali yönlü olmaktadır; oysa hastaların güvenliğini önceden belirleyerek, değer bazlı denetim sistemine geçmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ÖZEL HASTANELERİN AMELİYAT VE YATMA ORANI

Küçükel, sağlık sisteminde özel sektörün yerini açıklayarak, “Ameliyatların yüzde 25,6’sı özel hastanelerde yapılıyor. 2023 verilerine göre A grubu ameliyatların yüzde 23,8’i, B grubu ameliyatların yüzde 23’ü, C grubu ameliyatların ise yüzde 28’i özelde gerçekleştiriliyor. Özel hastanelerde yatan hastaların oranı ise yüzde 27,7’dir. Sağlık hizmetlerini sunma şekli önemli bir konu olup, özel ve devlet hastanelerinin ortalama yatış süreleri farklılık göstermektedir” dedi.

Kaynak: DHA