CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “TÜBİTAK’ın çeşitli gerekçelerle reddettiği projeler, Harvard ve NASA gibi dünyanın en prestijli kurumları tarafından kabul edilip ödüllendiriliyor.” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Kanunu’nun 3. maddesi üzerine yapılan konuşmada, CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği bazı düzenlemelerin yeniden yasama sürecine sokulmasını eleştirerek, iktidarın bilim ve teknolojiye destek vermek yerine, keyfi yönetim anlayışını derinleştirdiğini vurguladı. Kış, TÜBİTAK ve KOSGEB’in yetki ve gelirleri için yapılan düzenlemelerin liyakatsiz kararlarla bilimin önünü tıkadığını ifade etti. “TÜBİTAK’ın çeşitli gerekçelerle reddettiği projeler, Harvard ve NASA gibi dünyanın en prestijli kurumları tarafından kabul edilip ödüllendiriliyor. Sorun sadece TÜBİTAK’la sınırlı değil, eğitim sistemimiz de bilim ve teknoloji üretme amacından uzaklaştırıldı.” dedi.
Kış, Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik gelişimini engelleyen düzenlemelerin sadece günü kurtarmaya yönelik olduğuna dikkat çekti. Üniversitelerin yalnızca diploma veren kurumlar olmadığını, aynı zamanda araştırma ve inovasyon merkezleri olması gerektiğini belirtti. “Genç bilim insanlarımız projelerini hayata geçirmek için yurt dışına gitmek zorunda kalmamalı. Türkiye’de destek bulabilmeli ve liyakatsiz hakem kurulları tarafından engellenmemelidir.” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK Yönetim Kurulu’na 50 Kat Artırılan Yetki Kamu Zararına Yol Açacak
Gülcan Kış, kanun teklifinde yer alan düzenlemelerin bazı maddelerinin kamu zararına yol açabileceğini vurguladı. “3’üncü madde ile TÜBİTAK Yönetim Kurulu’na 250 bin TL’ye kadar ihtilaflarda dava açmama ve davadan vazgeçme yetkisi veriliyor. Bu sınır, 2018’de yalnızca 5 bin TL idi; şimdi ise 50 kat artırılmış durumda.” diyerek tepkisini dile getirdi. Ayrıca, “Maddelerde yer alan ‘yüksek mahkeme ve mercilerde incelenmesini istemekte yarar bulunmayan’ ifadesi, büyük bir muğlaklık yaratmaktadır. Yine ‘Biz yaptık, oldu.’ mantığıyla hareket ediliyor. Hukukun üstünlüğünü yok sayan bu anlayış, kamu kaynaklarının denetimsiz bir şekilde harcanmasına yol açacaktır.” şeklinde düzenlemenin denetlenemez bir keyfiyet içerdiğini belirtti.
İktidar Bilimi Desteklemek Yerine Hatalarını Düzeltmekle Meşgul
AK Parti’nin bilim ve sanayide atılım yapmak yerine, geçmişte yaptığı hataları düzeltmek için yasa çıkardığını söyleyen Kış, ayrıca KOSGEB’in yalnızca görev alanına giren konularda veri toplayabileceği, ancak bu görev alanının sınırlarının net olarak çizilmediği konusunu da gündeme getirdi. “İktidar, hangi alanda hangi verileri toplayacağını bile açıkça belirleyememiştir. Bilim, sanayi ve eğitimde geri kalmamızın sorumlusu beceriksiz AK Parti iktidarıdır.” dedi.
Kış, Türkiye’nin bilimsel kurumlarının siyaset ve bürokrasi kıskacından kurtarılması gerektiğini ifade ederek, “Bilim insanlarının özgürce çalışabileceği, projelerin liyakat esasına göre değerlendirileceği bir yapı oluşturmalıyız. Ancak AK Parti, bu sorumluluğu yerine getirmek yerine, bilimi engelleyen düzenlemelerle meşguldür.” şeklinde konuştu.
Türkiye Hukuk ve Demokrasi Açısından Karanlığa Sürükleniyor
Kış, konuşmasında Türkiye’deki ifade özgürlüğü ve demokrasi sorunlarına da vurgu yaparak, hükümetin baskıcı politikalarının toplumun her kesimini susturma amaçlı olduğunu belirtti. “Ülkemiz zor günlerden geçiyor. Gazeteciler, siyasetçiler ve muhalifler baskı altında, hukukun üstünlüğü değil, iktidarın üstünlüğü görev almış durumda.” sözleriyle iktidarın demokrasi karşıtı uygulamalarını eleştirdi. Adalet Bakanı’nın sivil toplum kuruluşlarının görüş belirtebileceği, ancak yargıyı etkilemeye yönelik ifadelerin hukuka aykırı olduğu yönündeki sözlerini eleştiren Kış, “Kayyım atamak, muhalifleri yargı yoluyla susturmak, basını baskı altına almak hukuka uygun mu?” ifadelerini kullandı.
Erken Seçim Değil Hemen Seçim İstiyoruz
Türkiye’nin daha fazla kayıplara tahammülü olmadığını vurgulayan Kış, seçim çağrısında bulundu. “Türkiye’nin kaybedecek vakti yok. Erken seçim değil, hemen seçim diyoruz! Gerçek reformlarla, uzun vadeli bilim ve teknoloji politikalarıyla beyin göçünü durduracak ve Türkiye’yi teknoloji üreten bir ülke haline getireceğiz.” şeklinde konuştu. Kış, “Bu kanunu bu haliyle kabul etmiyoruz ve bilime, hukuka, demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.