“`html
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleştirilen 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, önemli çalışmalar yürütmekte. Bu sefer, ulusal ve uluslararası boyutta öncelikli bilimsel temalardan biri olan “küresel iklim değişikliği” üzerine odaklanıyor. Bilim insanları, Antarktika’daki iklim değişikliğiyle ilgili fiziksel değişiklikleri, biyoçeşitliliği ve ekosistem işleyişini inceleyerek, buzul erimeleri ve deniz seviyesindeki yükselmeleri araştırıyor.
Son dört yıldır çeşitli projelerde elde edilen veriler, Türk bilim insanlarının, farklı teknolojik araç ve yöntemler kullanarak izledikleri buzul alanlarıyla ilgili detaylı bir rapor oluşturmasına olanak sağladı. Özellikle Horseshoe Adası’nda yapılan çalışmalar, insansız hava araçları ve uydu tabanlı ölçme yöntemleri kullanarak kar ve buzul alanlarındaki erimeleri ve atmosferik su buharı, deniz, buz ve kar seviyeleri gibi önemli parametrelerin takibini içeriyor. Bu proje kapsamında, elde edilen ilk sonuçlar, özellikle Shoesmith buzulunda büyük oranda alan kaybı olduğunu göstermekte.
Bilim insanları, buzulların bu hızla erimeye devam etmesiyle, atmosfere daha fazla su buharı salınacağını ve sera gazı konsantrasyonlarının artacağını belirtiyor. Bu durumun, küresel iklim değişiminin ilerlemesini hızlandırmasının kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor. 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Lideri Prof. Dr. Hasan Hakan Yavaşoğlu, seferin iklim değişikliği üzerindeki etkileri yakından takip ettiklerini ifade ederek, “Horseshoe Adası’nda kurmuş olduğumuz farklı istasyonlarımız var. İki adet GNSS istasyonumuz son beş yıldır veri toplamakta ve bu veriler çok anlamlı,” dedi.
Yavaşoğlu, atmosfer değişimleri, buz kalınlıkları ve kar yağış şemalarıyla ilgili farklı veriler elde ettiklerini belirtti. Ayrıca deney amaçlı enerji sistemleri de test ettiklerini ekledi. Deneyler, iklim değişikliğinin etkileri olarak buzullarda meydana gelebilecek değişimleri ve deformasyonları takip etme fırsatı sunuyor. Bu çalışmalar, TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nün geliştirdiği sistemle yürütülüyor. Ayrıca, deniz seviyesindeki değişimler ve güneşten gelen yansımaları da izleyerek, iklimi etkileyebilecek tüm parametreleri gözlemliyorlar.
Birleşmiş Milletler, 2025 yılını “Buzulların Korunması Uluslararası Yılı” olarak ilan etti. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve UNESCO ile ortaklaşa başlatılan bu girişim, tatlı su kaynaklarını koruma ve güçlendirme amacını taşıyor. 2023’te tüm buzul bölgelerinde en fazla buz kaybı rapor edildi. Son elli yılın en büyük su kaybı yaşanıyor ve veriler, 2024 yılının tarihteki en sıcak yıl olarak kaydedileceğini gösteriyor. Dünyadaki buzullar, tatlı su kaynaklarının yaklaşık yüzde yetmişini barındırıyor ve bu kaynaklardaki kayıplar hızlanmakta.
Seferde yer alan araştırmacılardan Mustafa Fahri Karabulut, “Bu seferimizde, dronla üç boyutlu görüntüleme amacıyla görüntüler çektim. Ayrıca, fotometre ölçümlerimiz ve albedometri gözlemlerimiz mevcut,” diyerek çalışmaları tanıttı. Karabulut, son bir yıl içinde gözlemledikleri buzul kaybının 10 katlı bir_binaya eşdeğer olduğunu ifade etti. “Ada üzerinde çalışmalarımızı yaparken, milyonlarca yıl içerisinde oluşmuş olan buzul kalıntılarının denize karıştığını gözlemledik,” diyerek, buzul erimelerinin tehlikelerine dikkat çekti.
Karabulut, deniz seviyesi değişimlerinin insanlık için önemli bir problema işaret ettiğini belirterek, “Buzullar tamamen eridiğinde deniz seviyesinde ciddi bir artış bekleniyor ve bu da dünya nüfusunun dörtte birini etkileyebilir,” dedi. Çeşitli modellere dayalı bu değişimlerin gözlemlenmesinin önemine değinen Karabulut, Antarktika’daki ölçümlerin yoğunluğunun artırılması gerektiğinin altını çizerek, bu istasyonların gelecekteki modellemelere katkı sunmayı amaçladığını ifade etti.
“`