USD39,56
%0.11
EURO45,56
%0.40
BIST9.197,04
%0.01
Petrol77,58
%1.15
GR. ALTIN4.295,17
%0.33
BTC4.146.912,67
%0.07
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Halid Ziya Uşaklıgil: Türk Romanının Babası

Halid Ziya Uşaklıgil: Türk Romanının Babası

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Halid Ziya Uşaklıgil, Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları yazan yazar olarak öne çıkmakta olup, 60 yıl süren yazı hayatında öyküler, romanlar, düzyazılar, şiirler, tiyatrolar, anılar, hitabetler ve makaleler gibi birçok türde eser vermiştir.

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL KİMDİR?

1866 yılında İstanbul’un Eyüpsultan semtinde, halı tüccarı Halil Efendi ve Behiye Hanım‘ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Halid Ziya Uşaklıgil, Uşaklı Helvacızadeler ailesine mensup olarak büyümüştür. İlk eğitimini mahalle mektebinde aldıktan sonra Fatih Askeri Rüşdiyesine devam etti. Ailesinin gelir durumunun bozulması sonucu, 93 Harbi’nin (1877-1878) ardından İzmir’e göç etmek zorunda kaldılar.

İzmir’deki eğitim hayatı, burada Ermeni Katolik rahipler tarafından kurulan yatılı bir okulda Fransızcaya olan ilgisi sayesinde gelişti. Uşaklıgil bu dönemde başta Fransız edebiyatı olmak üzere edebi alanlara ilgi duymaya başladı ve ilk yazılarını kaleme aldı. İzmir’de tanınmaya başladıktan sonra, İstanbul’daki edebi çevrelere de adım atarak kendisini daha geniş bir okur kitlesine tanıttı.

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL’İN SANAT YAŞAMI

Uşaklıgil, Hazine-i Evrak’ta yayımlanan “Deniz Danası” ve “Aşkımın Mezarı” başlıklı yazılarıyla İstanbul’da tanınmaya başladı. 1884 yılında Tevfik Nevzad ve Bıçakçızade Hakkı ile birlikte Nevruz adında bir dergi çıkarmaya başladılar. Yazar, Fransız edebiyatından tercümeler yaparak 1885’de Hizmet ve Ahenk gazetelerinin de yayınında yer aldı. Eserleri arasında “Nemide”, “Bir Ölünün Defteri” ve “Ferdi ve Şürekası” tefrika edildi.

Romantizm akımının temsilcisi Ahmet Mithat Efendi‘ye eleştirilerde bulunarak realizmi savunması, Uşaklıgil’in edebiyat dünyasındaki konumunu pekiştirdi. İlk Fransız edebiyatı tarihini kaleme alarak Türkçeye kazandıran Uşaklıgil, daha sonra İstanbul’a dönmüş ve burada İzmir Rüşdiyesi’nde ve Osmanlı Bankası’nda çalıştı. Aynı zamanda İzmir İdadisi’nin açılmasıyla burada Türk edebiyatı ve Fransızca dersleri vermeye başladı.

Servet-i Fünun döneminde edebiyatın önemli isimlerinden biri haline gelen Uşaklıgil, 1896 yılında Recaizade Mahmut Ekrem aracılığıyla Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katıldı. Bu dönem içinde “Mai ve Siyah” ile “Aşk-ı Memnu” adlı eserleri Servet-i Fünun dergisinde neşredildi. 1901-1908 yılları arasında yazmaya ara veren yazar, bu dönemde Darülfünun’da Batı edebiyatı tarihi ve estetik dersleri vermekteydi.

SARAYDA GÖREVLENDİRİLDİ

Uşaklıgil’in son romanı “Nesl-i Ahir”, Sabah gazetesinde tefrika edildi. Sultan Reşat’ın tahta çıkmasıyla birlikte İttihat ve Terakki’nin önerisi üzerine 1909-1912 yıllarında mabeyin baş katibi olarak sarayda görev aldı ve padişah ile çeşitli gezilere katıldı. Ayrıca Darülbedayi‘de edebi kurul üyeliği yaptı. İttihat ve Terakki’nin iktidardan düşmesinin ardından ise tütün ticaretine ilişkin kararlara yön veren Reji İdaresi’nde yönetim kurulu başkanlığına getirildi.

Cumhuriyet’in ilanından sonra Yeşilköy’deki köşkünde hayattan elini eteğini çekip edebiyat çalışmalarına yoğunlaştı ve 1925 yılında “Aşk-ı Memnu” romanını yayımladı. Yaklaşık 60 yıllık sanat hayatı boyunca öykü, roman, tiyatro, şiir gibi birçok eser kaleme alarak Türk edebiyatına damgasını vurdu.

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL’İN ÖZEL YAŞAMI

Uşaklıgil, 1889 yılında Meclis-i Ayan Reisi Emin Ali Efendi‘nin kızı Fatma Memnune Hanım ile dünyaevine girdi. Çiftin altı çocuğu oldu ve bunlara Vedide, Bihin, Sadun, Güzin, Vedat ve Bülent isimlerini verdiler.

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL’İN ÖLÜMÜ

Uşaklıgil, modern Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuş bir yazar olarak, uzun bir hastalık sürecinin ardından 27 Mart 1945’te hayatını kaybetti. Cenazesi Bakırköy Mezarlığı’na defnedildi.

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL’İN ESERLERİ

Uşaklıgil’in önemli eserleri arasında romanları “Sefile”, “Nemide”, “Bir Ölünün Defteri”, “Ferdi ve Şürekası”, “Mai ve Siyah”, “Kırık Hayatlar”, “Aşk-ı Memnu” ve “Nesl-i Ahir” yer alırken, hikaye eserleri “Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası”, “Bir Muhtıranın Son Yaprakları”, “Küçük Fıkralar”, “Bir Yazın Tarihi”, “Solgun Demet”, “Sepette Bulunmuş”, “Bir Hikaye-i Sevda”, “Hepsinden Acı”, “Onu Beklerken”, “Aşka Dairdi”, “İhtiyar Dost”, “Kadın Pençesi” şeklindedir. Ayrıca oyun, anı, mensur şiir, gezi yazıları ve deneme derlemeleriyle geniş bir edebi yelpazeye sahiptir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Halid Ziya Uşaklıgil: Türk Romanının Babası
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!