İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan dahil olmak üzere toplamda 7 şüpheli hakkında başlatılan “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” suçlamasına yönelik çok yönlü bir soruşturma yürütüyor. Bu süreç, yerel yönetimlerin bağlı olduğu kişilerle ilgili ciddi bir hukuki süreç olarak dikkat çekiyor.
Söz konusu soruşturma kapsamında, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği bir dizi firari şüpheli için yakalama kararı çıkardı. Bu şüpheliler arasında Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Ebru Özdemir, Azad Barış ve Hunav Altun yer alıyor. Ebru Özdemir ile birlikte diğer iki şüphelinin de yakalanması için çalışmalar sürdürülmekte.
Özdemir, haklarında çıkartılan yakalama kararının ardından, herhangi bir direniş göstermeden İstanbul Adalet Sarayı’na girdikten sonra teslim oldu. Teslim alma işlemleri esnasında, yetkililer tarafından gözaltına alınıp İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edilmiş olmasının ardından, işlemleri devam ediyor. Bu tür adımlar, hukuk sisteminin işleyişi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
İlk olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından duyurulan bu soruşturma, devlete ait olan en yüksek seviyedeki yönetim kademelerine kadar sıçramış olması nedeniyle, kamuoyunun geniş bir kesimi üzerinde büyük bir etki oluşturdu. Bu durum, İstanbul’un önemli bir kıymeti olan İBB’nin yönetim kadrosu üzerinde ciddi ve olumsuz yansımalar yaratma potansiyeline sahiptir.
Hukuki süreç, yalnızca İstanbul’daki yönetim anlayışını değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki siyasi iklimi de etkileyebilir. Söz konusu iddiaların asılsız olup olmadığını belirleyecek olan çeşitli delil ve belgelerin incelenmesi sonucunda, şüphelilerin akıbeti netleşecektir. Türkiye’de terörle mücadeledeki bu tür davaların nereye evrileceği, halkın beklentisini ve kamu yönetiminin geleceğine dair algıyı şekillendirecek faktörler arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, İstanbul’daki bu soruşturma, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sınırlı kalmayıp, Türkiye genelindeki pek çok siyasi ve hukukî tartışmayı da alevlendirecek nitelikte. İBB’deki değişiklikler, hukukun üstünlüğü ile ilgili kaygıları artırırken, ilgili tarafların karşı karşıya kalacağı hukuki süreçlerin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.