USD39,54
%0.16
EURO45,51
%0.16
BIST9.203,12
%-1.46
Petrol76,04
%-0.54
GR. ALTIN4.297,36
%-0.08
BTC4.129.125,46
%-1.12
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Gecenin Kıyısı: Kardeşlik ve Sadakat Üzerine

Gecenin Kıyısı: Kardeşlik ve Sadakat Üzerine

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türker Süer’in ilk uzun metraj filmi “Gecenin Kıyısı”, uluslararası prömiyerini Venedik Orizzonti Extra bölümünde gerçekleştirmiştir. Kuzey Amerika prömiyeri ise Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapılmıştır. Bu film, 31. Adana Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz Güney Ödülü, en iyi kurgu ödülü (Rainer Nigrelli) ve en iyi erkek oyuncu ödülü (Ahmet Rıfat Şungar) ile taçlandırılmıştır. Ayrıca, 35. Ankara Film Festivali’nde ise en iyi görüntü yönetmeni ödülü (Matteo Cocco) ödülünü kazanmıştır.

Filmin başrollerinde Ahmet Rıfat Şungar ile Berk Hakman yer almaktadır. “Gecenin Kıyısı” filminde, 15 Temmuz 2016 tarihinde Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) gerçekleştirdiği darbe girişiminde, kardeşi Kenan’ı (Berk Hakman) askeri mahkemeye teslim etmesi gereken subay Sinan’ın (Ahmet Rıfat Şungar) hikâyesi ele alınmaktadır. Süer, 15 Temmuz’un kaosunu, filmde itaat-itaatsizlik, sadakat ve sorumluluk gibi kavramların sorgulanmasına zemin hazırlayarak kullanmaktadır.

Film, sunmuş olduğu ses tasarımı, görüntü yönetmenliği ve orijinal müzikleri ile dikkat çekici bir sinema deneyimi sunmakta ve bu noktada yönetmen Türker Süer ile bir röportaj gerçekleştirilmiştir.

Süer ve Aman bir arada.

– Gelmiş Geçmiş En İyi Baba, Kardeşler ve Gecenin Kıyısı… İki kısa kurmaca, bir uzun kurmaca ama üç aile ve kardeşler arasındaki problemli ilişkiler yumağı. Filmlerinize bu kadar etki etmesinin nedeni nedir bu “kardeş” sorgulaması?

Türker Süer, aile içindeki ilişkilerin karmaşıklığını ve derinliği üzerine düşüncelere sahiptir. “Bu tür şeyler daima ilgimi çekmiştir. Aile, seçemediğin bir bağdır ve içindeki zorluklar da bununla gelir. Çünkü zoraki bir ilişki vardır ve bunun dinamikleri ilginçtir” diye ekliyor.

– Siz kardeşinizle nasıl geçiniyorsunuz?

Yönetmen, “Onu hapishaneye götürüyorum sürekli… (Gülüyor) Hayır, hayır, çok iyi geçiniyoruz.” şeklinde esprili bir yanıt vermiştir.

‘İNSANLARA GÜVENMİYORLAR’

– Gecenin Kıyısı’na gelelim. İlham nereden geldi?

Türker Süer, Almanya’da yaşamakta olup oradaki gelişmeleri takip etmektedir. Bir gün, gazetede eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine yapılan saldırıyı okuması, ona ilham vermiştir. Bu okuduğu cümle, “Bütün bu nefretten dolayı insanlığımızı kaybedeceğiz,” düşüncesini kafasında uyandırmış ve bu nefretin kaynağını sorgulamasına neden olmuştur.

– Asker bir baba, iki subay kardeş. İkisi de birbirine zıt. Ama en nihayetinde iki kardeş, bir kaosun içerisinde karşılaşıyor. Siz ne söylersiniz?

Süer, “Benim bir mesajım yok. Eğer izleyici bir mesaj görüyorsa ona saygı duyarım. Ama benim amacım o değildi; daha çok bu temalar üzerinde bir teklif sunmak. Gelin bu üzerinde tartışalım” demektedir.

– Peki bu teklifin çerçevesi kardeşlik çatışması kavramı mı, yoksa kutuplaşma üzerinden mi şekillenir?

Sadakat, sistem, aile gibi kavramların geçerliliğini vurgulayan Süer, “Bu sistem ordu olabilir, aile de. İnsan kendine sadık kalabilir mi, sorusu etrafında dönmekte” demektedir.

‘BÜYÜK KAOS VAR’

– 15 Temmuz’u hikâyeye eklemenizin nedeni nedir?

Süer, 15 Temmuz’un film için belirsizlik ve şüphe unsuru barındırdığını, bu kaosun ana karakter için bir dönüm noktası olduğunu ifade etmiştir. “Kimin kim olduğu belli değil ve bu durumun analizi açısından çok ilginç” ifadesinde bulunmuştur.

– 15 Temmuz konusunda eleştiriler var. Bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Eleştirileri anladığını belirten Süer, “O gece olanlarla ilgili olarak tam bir bilinmezliğin mevcut olduğunu düşünüyorum ve buna dair bir yorum getirmeye çalıştım” diyerek, filmde temel olarak kardeşlik hikâyesinin işlendiğinin altını çizmektedir.

– Filmdeki karakterlerin geçmişinde, Ergenekon-Balyoz mağdurlarına dair bir hikâye var. Bu konuda kaynaklarla görüştünüz mü?

Süer, bu konu ile ilgili olarak Ergenekon-Balyoz mağdurlarıyla görüşmediğini ama askeri kavram üzerine iki kişiyle fikir alışverişinde bulunduğunu açıklamalarında belirtmiştir.

‘HAYALİM GERÇEKLEŞTİ’

– Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman tercihlerinizi soracağım.

Türker Süer, başrol oyuncularından Ahmet Rıfat Şungar’ın projeye katılan ilk kişi olduğunu ifade ederken, Berk Hakman’ın da iyi bir arkadaş olduğunu ve ikisinin arasındaki dinamiğin filme olumlu yansıdığını belirtmiştir.

– Türkiye’de film gösterim deneyiminizle ilgili nasıl tepkiler aldınız?

Filminin Türkiye’de gösterilmesi ve aldığı tepkilerle çok mutlu olduğunu vurgulayan yönetmen, çocukken Türkiye’de film çekmeyi hayal ettiğini ifade etmekte ve bu hayalinin gerçek olması dolayısıyla çok heyecanlandığını dile getirmiştir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Gecenin Kıyısı: Kardeşlik ve Sadakat Üzerine
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!