Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde gazetecilerin bulunduğu çadıra yönelik gerçekleştirdiği saldırıya sert tepki gösterdi. Altun, bu olayın İsrail’in sürdürdüğü saldırıların en son örneği olduğunu belirterek, bölgede geçen sürede yapılan saldırılar sonucu 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Altun, “Siyonist katiller,” ifadesiyle nitelendirdiği saldırganların, bir hastanenin yanında bulunan ve haber peşinde koşan gazetecilerin bulunduğu çadıra düzenlediği bu saldırıyla bir kez daha gerçeği katlettiğini vurguladı. Masum insanların sığınak olarak kullandıkları çadırların, derme çatma sağlık birimlerinin ve ibadet ettikleri cami ve kiliselerin bile hedef alındığını belirten Altun, bu durumu insanlık hali ile bağdaştıramadığını ve böyle bir soykırım rejiminin durdurulması için dünya genelindeki muhalefetin önemini vurguladı.
Daha sonra Altun, trajedi, katliam ve soykırım gibi kelimelerin artık bu utancı ifade etmekte yetersiz kaldığını belirtti. “Bu utancın bitmesi için daha kaç masumun ölmesi gerekiyor?” diye sorarak, insan haklarına ve ifade özgürlüğüne açıkça tecavüz eden bu durumu eleştirdi. İsrail’in, gazetecilere yönelik hunharca saldırılarına dikkat çeken Altun, Batılı ülkelerin ve onların medya kuruluşlarının bu durum karşısında sessiz kalmasını da eleştirerek, “Bu soykırımcı yaratıklara ses çıkarmayan ve ‘dur’ demeyen insanlığın en sert şekilde kınanmayı hak ettiğini” ifade etti.
Açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti olarak bu olaylara karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerini söyleyen Altun, “Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya ve akan kanın durması için gereken her türlü girişimde bulunmaya devam edeceğiz,” dedi. Uluslararası platformda İsrail’in yaptığı bu insanlık dışı eylemlerin bedelini ödemesi için gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Altun’un açıklamaları, dünya genelinde insan hakları ihlalleriyle ilgili tartışmaların ve eleştirilerin alevlendiği bir dönemde, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı güçlü bir ses oluşturma çabasını temsil ediyor. Özellikle Batı dünyasının ve medya kuruluşlarının tepkisizliği, Altun’un eleştirilerinde merkezi bir tema haline geldi. Türkiye’nin bu durum karşısındaki tutumunun, uluslararası ilişkilere de yansıyabileceği belirtiliyor.
Altun’un sözleri, dünya genelinde bu yaşanan dramın toplumların vicdanına seslenme gayesi güttüğünü gösterirken, uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi gerektiği fikrini de pekiştiriyor. Ülkelerin ve insan hakları savunucularının, bu tür olaylar karşısında ses çıkarıp, etkin adımlar atmadıkça, benzer trajedilerin devam etme olasılığının bulunduğu belirtiliyor. Türk hükümetinin yaklaşımı, uluslararası alanda daha fazla dikkat çekerek, insanların haklarını savunma adına atılan adımlar konusunda daha kararlı olunabileceğini gösteriyor.