Gürer, Kurban Bayramı öncesinde hayvancılık sektöründe yaşanan sorunları gündeme taşımak için üretici Hanifi Güçlüer ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu yıl Kurban Bayramı öncesi bazı vatandaşlar kurbanlık almak için harekete geçti. Gürer, geçmiş yıllarda kurbanlık hayvanların alınıp ödemelerinin yapıldığını hatırlatarak bu yılki fiyatların durumunu öğrenmek için Güçlüer’e yönelttiği sorularla konuya girdi.
Üretici Hanifi Güçlü, bu yılki kurbanlık hayvan fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 50 oranında arttığını ifade etti. Kendisi, “Geçen seneki alım gücüne göre şu an müşterilerimiz almakta biraz zorlanıyor,” diyerek tüketicilerin karşılaştığı zorlukları dile getirdi. Ancak sadece fiyat artışlarının arkasındaki nedenleri sıralamak istediklerinde, girdi maliyetlerindeki hızlı artışın bu duruma neden olduğunu belirtti.
Güçlü, özellikle yem ve veteriner giderlerinde yaşanan önemli artışlara dikkat çekti. Örneğin, arpanın fiyatı 7-8 liradan 11-12 liraya çıkmışken, yem çuvalı fiyatları da 500 liradan 750 liraya kadar yükseldi. Veteriner muayene ücretleri ise iki katına çıkarak 4.000-5.000 liraya ulaşmış durumda. Aynı zamanda aşı maliyetlerinin de geçen yıl 600-700 lira aralığında seyrederken, şimdilerde 2.000 liraya kadar çıktığını ifade etti. Bu artışların tamamı, kurbanlık hayvan fiyatlarındaki yükselişin ana sebepleri arasında sayılıyor.
Gürer’in sorduğu, “Bu maliyetler hem üreticiyi hem de vatandaşı nasıl etkiliyor?” sorusuna cevap veren Güçlüer, üreticinin hayvanı kesime hazırlama sürecinin tam 3 yıl sürdüğünü belirtti. Bunun yanı sıra artan mazot, yem ve işçilik maliyetlerinin de üreticiyi zarara uğrattığına dikkat çekti. Öte yandan, vatandaşların bu fiyat artışları sebebiyle kurbanlık hayvan alma konusunda zorlandıkları ifade edildi.
Güçlüer, geçen yıla kıyasla hayvan satışlarında gözle görülür bir azalma yaşandığını ve alım gücündeki düşüşe işaret etti. Geçen yıl bu dönemde 10-15 dananın satıldığını ancak bu yıl 7-8 danaya zor ulaştıklarını belirtti. Bu durum, vatandaşların nispeten daha rahat alışveriş yapabildiği geçmiş yıl ile kıyaslandığında büyük bir fark teşkil etmekte.
Gürer, et fiyatlarındaki artışa da değinerek durumu özetledi: “Geçen sene 500 liraya satılan etin kilosu bu yıl 700-750 liraya çıktı. Üretici artan girdi maliyetlerinden dolayı şikayetçi; vatandaş ise fiyatlardan.” Bu noktada, hem üreticilerin hem de tüketicilerin memnuniyetsiz olduğunu vurguladı.
Güçlü, üreticilerin bu konuda haklı olduğunu belirtti. Çünkü bir dananın oluşumu 9 ay süren bir bekleme süresinin ardından, dışarıda beslenme süreci ile toplamda 30 ayda gerçekleşiyor. Bu kadar uzun bir üretim süreci ile birlikte artan maliyetlerin altında ezilen üreticinin de zararda olduğunu ifade etti. Ayrıca, hayvanların beslenme durumu hakkında toplanmanın etkisinin önemine dikkat çekti.
Gürer, mera hayvancılığında büyükbaş hayvan sayısının ciddi şekilde düştüğünü ve hayvanların kapalı alanlarda 12 ay beslenmek zorunda kaldığını belirtti. Ahır ve bakım giderleri, mazot harcamaları ile veteriner ve aşı maliyetlerinin önemine dikkat çekerek genel tarım politikalarında bir iyileşme sağlanması gerektiğini ifade etti. Tarımda yaşanan sorunların etkili bir kamucu anlayış ve destek politikalarıyla çözülebileceğini belirtti. Aksi takdirde, kurban kesimi gibi geleneksel uygulamaların tehlikeye gireceği sinyalini verdi.