ID İletişim’in kurucusu ve menajer Ayşe Barım, 12 yıl önce gerçekleşen Gezi Parkı eylemlerinin organizatörü olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı. Bu tutuklama, Barım’ın dizi ve film sektöründe tekelleşmeye neden olduğu yönündeki iddialarla birleşince, kamuoyunda yüklü bir tartışma açtı. Kendisi, bünyesinde çalışmayan oyuncuları piyasadan uzak tuttuğu öne sürülen bir figür olarak da tanınmaktaydı. Özellikle Gezi soruşturması çerçevesinde tutuklanması, Barım’ın itibarı üzerinde derin etkiler yarattı.
Ünlü oyuncu Serenay Sarıkaya, Barım hakkındaki iddialar nedeniyle tanık sıfatıyla ifade vermişti. Bu ifade sırasında Sarıkaya’ya, Mert Demir ile olan ilişkisi hakkında sorular yöneltilmişti. Ancak, Sarıkaya yaşanan süreç boyunca aylarca sessiz kalmayı tercih etti. Kendisine yöneltilen soruları yanıtsız bırakması ve eleştirilere cevap vermemesi nedeniyle birçok kişi tarafından eleştirildi. Bunun yanı sıra, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma sürecinde de Sarıkaya’nın sessiz kalması, onun eleştirilen bir başka yönüydü.
Ayşe Barım, cezaevine girmeden önce kalp ameliyatı planlamıştı ve ayrıca iki anevrizması olduğu belirtilmişti. Cezaevi koşullarında yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle ünlü isimlerin isyanı ile karşı karşıya kaldı. Bu ünlülerden biri de Sarıkaya’ydı. Sarıkaya, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Korktuğumuz oldu ve Ayşe hastaneye kaldırıldı. İnanmak istemiyorum. Lütfen derhal Ayşe Barım serbest bırakılsın. 90 gündür sebebsiz yere cezaevinde. Çok ciddi sağlık sorunları olan bu kadın yapılan zulüm artık bir son bulsun” ifadelerini kullanmıştı. Bu paylaşım, hem Barım’ın sağlık durumu hem de adalet arayışı içerisinde önemli bir yankı buldu.
Aylar sonra Sarıkaya, yaşanan olaylarla ilgili ilk duygusal paylaşımlarını yaptı. Ünlü oyuncu, başrolünde yer aldığı “Kimler Geldi Kimler Geçti” dizisinin yeni sezon tarihini duyururken, bu arada içini dökme fırsatı bulmuştu. Sarıkaya, “Her şey anlamını ve gerçekliğini yitirdi. Normal gündelik hayat diye bir şey kalmadı” derken, kendisiyle birlikte herkesin kalp kırıklığı, umutsuzluk ve üzüntüyle baş etmeye çalıştığını ifade etti. “Kendimi herkese ve her şeye çok yabancı hissediyorum. Kendimi yabancı hissetmediğim tek yer işim,” diyerek, işinin ona verdiği psikolojik rahatlamayı vurguladı.
Sarıkaya’nın paylaşımının bir kısmında ise şöyle ifade etti: “Bu anın gelmesini epeydir bekliyordum. İçim içime sığmıyordu. İşimiz çok ama çok güzel, yayınlanması için gün sayıyordum. Gelsin ki sadece işini severek yapan birbirinden şahane insanların ortaya çıkardığı şeylerin ne kadar güzel ve kuvvetli olabileceği hatırlansın. Emek, azim, çalışkanlık, özveri olmadan öylesine, kalıcı ve gerçek hiçbir başarı olamaz.” Bu ifadeleriyle, işine olan tutkusunu ve ekip arkadaşlarına duyduğu minnettarlığı dile getirmiş oldu.
Son olarak, Sarıkaya, “Emeği geçen herkese teşekkür ederim. İyi ki varsınız” diyerek, hem setin hem de işin ona verdiği anlamı güçlü bir şekilde açıkladı. Bu durum, sadece Sarıkaya değil, tüm sanat camiası için bir dayanışma mesajı olarak algılandı. Ayşe Barım’nın durumunun yanı sıra, sanat ve iş dünyasının karmaşık ilişkileri bir kez daha gözler önüne serildi.