Son yıllarda, sağlıklı beslenme konusunda endişeler giderek artmaktadır. Geçmişte sağlıksız gıdalar olarak cips, kola ve sosis gibi işlenmiş ürünlere vurgu yapılırken, günümüzde sebze ve meyvelerin de güvenliği sorgulanır hale gelmiştir. Özellikle İstanbul’da yapılan bir incelemede, pazardan ve marketten alınan her üç gıda ürününden birinde PFAS ve pestisit kalıntıları olduğu tespit edilmiştir. Örneğin, salamura yapraklarda %80, yeşil sivri biberlerde %70, ıspanakta %67 gibi korkutucu oranlar vardır.
Bu durum, beslenme alışkanlıklarımızı ve gıda güvenliğini derinden etkilemektedir. Türkiye’nin tarım ürünlerinin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapmış olduğu ihracatlar sırasında geri gönderilmesine yol açan sebepler arasında yüksek pestisit oranları bulunmaktadır. 2024 ve 2025 yıllarında yapılan ihracatlarda toplamda 434 bildirim yapılmış olup, bunlardan 133’ü pestisit kaynaklı olmuştur. Kuru incir, asma yaprağı, susam ve limon gibi ürünler, Fransa ve Danimarka gibi ülkelere gönderilirken sağlık ve güvenlik standartlarına uymadığı gerekçesiyle red edilmiştir.
Gıda denetimi konusunda yaşanan sıkıntılar, bireylerin bu konuda nasıl bir yol izlemesi gerektiği sorusunu gündeme getirmiştir. Yerli üreticilerden alışveriş yapmak önemlidir; ancak mükemmel görünüme sahip gıdalardan kaçınılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu tür gıdalar genellikle genetiği değiştirilmiş veya aşırı ilaçlamaya maruz kalmış ürünlerdir. Bunun yerine, yüzeysel olarak bozuk veya şekilsiz gıdaların tercih edilmesi önerilmektedir. Bu tür gıdalar, doğal yollarla yetiştirilmiş ve ilaç kalıntısı bulunma olasılığı daha düşük olan ürünlerdir.
Mevsiminde gıda tüketiminin de önemi büyüktür. Örneğin, kışın yenen domatesin besin değeri düşüktür, bu yüzden yazın konserve yapma geleneği yeniden kazandırılmalıdır. Ayrıca, meyve ve sebzeleri kurutmak da başka bir sağlıklı seçenek sunmaktadır. Ancak, gıda güvenliği sorunu sadece evde bitmemektedir. Dışarıda yediğimiz gıdalarda da dikkatli olunması gerekmektedir. Özellikle öğrenciler arasında popüler olan döner gibi ürünler, çoğu zaman sorgulanmalıdır.
Sağlıklı beslenmek, ekonomik açıdan zor bir durum haline gelebilmektedir. Bu nedenle, sıcak yemek taşıma alışkanlığının yeniden kazandırılması önem arz etmektedir. Beslenme çantaları kullanılarak, artık sadece çocuklar değil, yetişkinler de sağlıklı yemekler hazırlayıp dışarıda tüketebilirler. İlk başta zahmetli görünen bu alışkanlık, zamanla daha kolay hale gelecektir. Termoslu kaplarla taşıdığınız sıcak yemekler, sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, bireyler olarak kendi sağlığımızı düşünmek ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmek bizim elimizdedir. Kimsenin bizim yerimize düşünmeyeceğini kabul ederek, sağlıklı besinlere yönelmek çok daha önemli hale gelmiştir. Kendi sağlığımız için yapacağımız bilinçli tercihler, hayat kalitemizi artıracak ve birçok hastalıktan korunmamızı sağlayacaktır.