CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreni çıkışında gerçekleştirilen yumruklu saldırı, kamuoyunun dikkatini geçmişte işlenmiş vahşi cinayetlere çekti. Bu olayın merkezinde yer alan Selçuk T., 2004 yılında Hatay’ın İskenderun ilçesine bağlı Çay Mahallesi’nde, kızı M.T. (15) ve oğlu B.T.’yi (17) öldürmüş, kızı G.T.’yi (11) ise ağır yaralamış bir şahıstır. Selçuk T.’nin geçmişteki bu korkunç eylemleri, sosyal medyada büyük bir infiale yol açarak, toplumda geniş tartışmalara sebep oldu.
Cinayetlerin öncesinde, çocukların yaşadığı şiddet ve işkenceler hakkında bilgiler veren Gülşen Yazgül, o dönemde Şemsettin Mursaloğlu Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktaydı. Yazgül, büyük kızın bir gün kendisine geldiğini ve odasında konuşma istediğini belirtti. Kızın başındaki perukun dikkatini çektiğini belirten Yazgül, kapıyı kapatıp bir süre sonra peruk çıkarılmış saçları sıfıra vurulmuş olan kardeşini de çağırdığını ifade etti. Yazgül, çocukların babaları tarafından maruz kaldıkları işkence, eziyet ve cinsel taciz hakkında korkunç itiraflarda bulunduklarını anlattı.
Yazgül, bu durumu okul müdürüne bildirdiğini ve polise de başvurduğunu aktardı. Dört polis memuru gelip, Selçuk T.’yi okula çağırdıklarını, ancak babanın orada tam bir sosyopat gibi davrandığını; okul müdürlüğüne saldırmaya çalıştığını belirtti. Polislerin zorla olaya müdahale ettiğini, fakat bunun üzerine Selçuk T.’nin sadece iki günlüğüne gözaltında tutulduğunu, ardından serbest bırakıldığını söyledi. Yazgül, serbest bırakılmasının hemen ardından, Selçuk T.’nin iki çocuğunu öldürdüğünü ve en küçük kızını ağır yaraladığını ifade etti. Ablası kurtulmak için balkondan atladığında belinin kırıldığını da sözlerine ekledi.
Yaşanan bu olayların ardından büyük bir travma yaşadıklarını vurgulayan Yazgül, adalet sistemine olan güvenlerinin derinden sarsıldığını belirtti. Selçuk T.’nin müebbet hapis cezası aldığını, fakat yine de serbest bırakıldığını iddia etti. Yazgül, “Bu yaratığı kim saldı dışarı?” diyerek yaşadığı çaresizliği ve öfkeyi dile getirdi. O dönem müdiret ile birlikte uzun süre korku içinde yaşadıklarını da belirtti. Eşinin durumu nedeniyle yoksulluktan değil, yaşadıkları işkenceden kaçmak zorunda kaldığını anlatan Yazgül, çocukların huzur içinde yatmaları temennisinde bulundu.
Bu tür olaylar, toplumda adalet arayışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Selçuk T.’nin geçmişte yaptığı eylemler, sadece bireylerin değil, bir ailenin ve dolayısıyla toplumun ruhsal yapısını da derinden etkilemiştir. Yazgül’ün yaşadığı bu talihsiz olay, gelecekte benzer durumların yaşanmaması adına toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini göstermektedir.