Yılmaz Tunç, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezi Platformu tarafından düzenlenen ‘Arabuluculuk Haftası’ etkinliğinde yaptığı konuşmada, cezaevlerindeki hükümlülerin aileleriyle görüşme yöntemlerinin mevcut mevzuatta belirlendiğini ifade etti. Bunun yanında, Adalet Bakanı, PKK’nın Türkiye’de 40 yıldan bu yana süregelen huzursuzluğun kaynağı olduğunu ve bu durumu sona erdirmek için kararlı bir mücadele sürdürmek zorunda olduklarının altını çizdi.

‘KARAR KESİNLEŞİNCEYE KADAR MASUMİYET KARİNESİ VARDIR’

Bakan Tunç, Narin Güran cinayetiyle ilgili yürütülen davaya dair de bilgiler verdi. Dava sürecinde telefon sinyalleri (HTS kayıtları) ile ilgili çalışmaların yapıldığını, daraltılmış baz çakışmalarının önemli bir delil olduğunu açıkladı. Tunç, mahkemenin bu delilleri inceleyeceğini ve yargı sürecinin devam ettiğini vurgulayarak, “Suçluluk ispat edilene kadar masumiyet karinesi geçerlidir” ifadelerini kullandı.

‘MAHKEMENİN İSTEDİĞİ BİRTAKIM DELİLLER VAR’

Bakan, cinayetle ilgili ilerleyen süreçte mahkeme tarafından talep edilen delillerin toplanacağını ve 26 Aralık’taki duruşmada mahkeme heyetinin kapsamlı bir değerlendirme yapacağını açıkladı. İlgili delillerin yanı sıra sağlık kayıtlarının ve ek raporların da değerlendirme aşamasında önemli olacağını ekledi.

‘SUÇ VARSA GEREĞİ YAPILIR’

Bakan Tunç, belediyelere kayyım atamaları ve bu konudaki uygulamalara da değindi. Yetkilerin kötüye kullanılması durumunda, ilgili yasal proseslerin uygulanacağının altını çizdi. Dava süreçleri ve devam eden soruşturmaların mevcudiyetinin, belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasında etkili olduğunu belirterek, hukuk devletinin gerekliliklerine dikkat çekti.

‘TAVİZ VERMEYECEĞİZ’

Son olarak, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ‘umut hakkı’ndan yararlanması ile ilgili söylemlere yanıt veren Tunç, Türkiye’nin terörle mücadelesinde asla taviz vermeyeceklerini belirtti. Ülkenin huzuru ve birliği için mücadelenin süreceğinin altını çizdi. Tunç, Türkiye’nin farklı etnik kökenlerden gelen bireylerin bir arada yaşamasının önemine vurgu yaparak, birlik ve beraberliğin sağlanmasının gerekliliğini ifade etti. Bu amaçla yürütülen çalışmaların devam edeceğini açıkladı. Bu durumun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de sürekli olarak gündeme getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.