2025’in Son Günlerinde Afyon Termal Turizmi: Güç Var, Yön Arayışı Var
Yılın son üç gününe girerken Afyonkarahisar’ın termal turizmini konuşmak artık bir tercih değil, bir zorunluluktur. Çünkü bu şehir yıllardır “termalin başkenti” olarak anılıyor; fakat bu güçlü unvanın içini ne kadar doldurduğumuz sorusu hâlâ önümüzde duruyor.

Evet, Afyon güçlü.
Evet, Afyon’un suyu şifalı, toprağı bereketli, tarihi derin.
Ama kabul edelim: potansiyel ile performans arasındaki mesafe hâlâ kapanmış değil.
2025’in son günlerinde termal oteller doluluklarını yılbaşı programlarıyla ayakta tutmaya çalışıyor. Bu yanlış değil; aksine doğru bir refleks. Ancak turizm sadece yılbaşı, bayram ve birkaç özel günle ayakta tutuluyorsa, orada sürdürülebilirlikten söz edemeyiz. Termal turizm günü kurtarma işi değildir. Plan ister, vizyon ister, takvim ister.

Bugün Afyon’daki temel sorun çok net:
Yatak var, tesis var, su var… Ama güçlü bir hikâye ve yılın tamamına yayılan bir hareket yok.
2026’ya Girerken Kendimize Dürüst Olalım
Pandemi sonrası dünya turizmi köklü biçimde değişti. İnsanlar artık kalabalık istemiyor, gürültü istemiyor, gösteriş istemiyor. Aradıkları şey çok daha net: sağlık, huzur, sadeleşme ve anlam.
İşte Afyon tam da bu noktada büyük bir avantaja sahip.
Ama bu avantajı hâlâ doğru anlatabildiğimizi söyleyemeyiz.
2026 yılı, Afyon termal turizmi için bir kırılma yılı olmak zorunda. Aksi halde bugün kurduğumuz cümleleri 2027’de, 2028’de de tekrar ederiz.
Bu şehir artık sadece “kaplıcaya gir, otelde kal” anlayışını aşmalıdır. Termali; gastronomiyle, kültürle, sporla, festivallerle ve deneyimle birleştirmek zorundayız. İnsanlara neden Afyon’a gelmeleri gerektiğini değil, neden tekrar gelmeleri gerektiğini anlatmalıyız.
Festivaller: Anahtar Kelime Süreklilik
Burada özellikle altını çizmek istediğim bir başlık var: festivaller.
Festival sadece eğlence değildir. Festival; şehir demektir, marka demektir, takvim demektir. Bugün insanlar tatillerini festival takvimlerine göre planlıyor. Biz ise hâlâ “yapalım mı?” sorusunu tartışıyoruz.
Çamur Festivali bu açıdan son derece kıymetli bir örnektir. Sandıklı’daki termal çamur, dünyada eşine az rastlanır bir değerdir. 2025’te yapılan Çamur Festivali doğru bir adımdı. Ancak asıl mesele bunu bir defaya mahsus bırakmamaktır.
2026 için yapılması gerekenler çok nettir:
Çamur Festivali’nin tarihi sabitlenmeli,
Uluslararası boyuta taşınmalı,
Sadece konserden ibaret kalmamalı; sağlık, wellness, bilim ve deneyim içermeli,
Oteller, acenteler ve yerel esnaf bu yapının doğal bir parçası haline getirilmelidir.
Bu noktada özellikle ifade etmek isterim ki; Afyon Valimiz Sayın Kübra Yiğitbaşı’nın, Çamur Festivali’nin kurumsallaşması ve uluslararası bir marka haline gelmesi noktasında güçlü katkılar sağlayacağına inancımız tamdır. Şehrin potansiyelini bilen, kültür ve turizmi bir bütün olarak ele alan bir bakış açısıyla bu sürece sahip çıkacağına dair beklenti ve güven sektör adına son derece önemlidir.

Çünkü bu tür organizasyonlar ancak merkezi idare, yerel yönetimler ve sektörün aynı hedefe odaklanmasıyla kalıcı hale gelir.
Afyon’un Takvime İhtiyacı Var
Afyon’un artık yıllık, net ve güçlü bir turizm takvimine ihtiyacı var.
Nisan ayında sağlık ve wellness etkinlikleri,
yaz aylarında termal, doğa ve spor organizasyonları,
sonbaharda gastronomi ve kültür festivalleri,
kışın ise termal odaklı uzun konaklama paketleri…
Bunlar hayal değil. Hepsi yapılabilir. Yeter ki ortak akıl ve cesaret ortaya konulsun.
Son Söz
2025 biterken şunu açıkça söylemek zorundayız:
Afyon’un termal turizmde sorunu kaynak değil, yön meselesidir.
2026 doğru planlanırsa Afyon sadece Türkiye’nin değil, bölgenin sağlık ve termal turizm merkezi olur.
Ama aynı alışkanlıklarla devam edersek, konuştuğumuz şey yine potansiyel olur.
Artık konuşma zamanı değil, takvim yazma zamanı.
Artık “yapabiliriz” deme dönemi değil, “yapıyoruz” deme zamanı.


