ÖZEL HABER

Akdeniz’in incisi Alanya’da denize sıfır inşa edilen bu otele kimler nasıl izin verdi?

KIYI KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK

(Değişik:RG-30/3/1994-21890) Kısmi Yapılaşma: a) Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında; 11 Temmuz 1992 tarihinden önce belirli bir kullanım amacına dayalı olarak onaylanmış 1/1000 ölçekli mevzii imar planlarının kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 100 metrelik kesim içerisindeki imar adalarında; üzerinde yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan plan ve mevzuata uygun olarak tamamlanmış yapılar ile ruhsat alınarak en az subasman seviyesinde inşaatı tamamlanmış yapıların bulunduğu parsellerin sayısının veya kullanılan toplam taban alanının imar adasındaki toplam parsel sayısının veya toplam alanının yüzde ellisinden fazla olması durumudur.

Üzerinde birden fazla yapı yapılması mümkün olan parseller, en az subasman seviyesinde inşaatı tamamlanmış olmak kaydı ile taban alanı veya yapı sayısı itibariyle bu kapsamda değerlendirilir.

KIYILARDA PLANLAMA

Günümüzde neredeyse her şeyin yasaklandığı kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki bu alanda neler yapılabileceği ve bunlara dair prosedürlere de değinmek kıyıların güncel mülkiyet rejiminin anlaşılması bakımından önemlidir.

Kıyılar planlama açısından özel nitelikli alanlar olduğu için mülkiyetten sonra en önemli konu yapılaşmadır. Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alanda sadece Kıyı Kanunu’nda sayılan; iskele, liman, yanaşma yeri, köprü, menfez, tuzla, kayıkhane gibi kıyının kamu yararına kullanımı ve kıyıyı koruma amacına yönelik yapılar imar planında gösterilmek suretiyle yapılabilir. Kıyılarda bu yapılar dışında herhangi bir yapı yapılması kanunen mümkün değildir. Kanun, kıyı kenar çizgisinden sonraki en az 100 metrelik kuşağı sahil şeridi olarak belirlemiştir. Sahil şeridini ilk 50 metre ve ikinci 50 metre olarak belirlemiş ve buralardaki yapılaşmaya da önemli sınırlamalar getirmiştir.

b) Kentsel ve kırsal yerleşmelerde; meskun ve gelişme alanlarını kapsamak yerleşmenin mevcut ve projeksiyon nüfusuna dayalı gerekli tüm kullanım ve fonksiyonları içermek üzere hazırlanmış ve 11 Temmuz 1992 tarihinden önce onaylanmış uygulama imar planlarının kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 100 metrelik bandı içerisinde kalan kesiminde yer alan imar adalarının sayısının yüzde ellisinden fazlasında, (a) bendindeki tanıma uygun yapılaşma olması durumudur. Aksi halde (a) bendi hükümleri geçerlidir.
c)(Değişik:RG-24/10/2020-31284)2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununa tabi alanlarda; bu Kanun kapsamında 11 Temmuz 1992 tarihinden önce onaylanmış turizm amaçlı uygulama imar planlarının, kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde 100 metrelik bandı içerisinde kalan kesimindeki imar adalarının yüzde ellisinden fazlasında, (a) bendindeki tanıma uygun yapılaşma olması durumudur. Aksi halde (a) bendi hükümleri geçerlidir.

O zaman Gold Island Otel’in Alanya’da inşa edilmesi, Türkiye’deki kıyı kanunlarının uygulanması açısından tartışmalı bir konudur. Bu kanunlar, kıyı şeridinin korunmasını ve kamuya açık kalmasını amaçlamaktadır.

Gold Island Otel’in inşaatının, kıyı şeridini ihlal edip etmediği ve gerekli izinlerin alınıp alınmadığına dair çeşitli iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaları inceleyelim:

Bazı kaynaklar, Gold Island Otel’in inşaatının, kıyı şeridinden 100 metreden az bir mesafede yapıldığını ve bu durumun Kıyı Kanunu‘na aykırı olduğunu öne sürmektedir. Otelin deniz dolgusu yaparak inşa edildiği ve bu dolgunun doğal kıyı şeridini tahrip ettiği de iddialar arasındadır. Otelin gölgesinin, kıyı şeridindeki diğer binaların güneş ışığından mahrum bırakacağı da endişelerden biridir. Gold Island Otel’in inşaatı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gerekli izinlerin alındığı bildirilmektedir. Ancak, bu izinlerin hangi prosedürler doğrultusunda ve hangi kriterlere göre verildiği tam olarak bilinmemektedir. Bazı çevreciler, izinlerin şeffaf bir şekilde verilmediğini ve kamuoyunun bu konuda yeterince bilgilendirilmediğini savunmaktadır.
Yıllardır yılan hikayesine dönen bu kargaşa, başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere sırasıyla Turizm Bakanlığı ve hatta İç İşleri Bakanlığına kadar şikayet edilmiş fakat hiç bir merci bu konuda bir işlem başlatmamış. Şimdi Tam Bağımsız Haberciliğin Adresi olan GİRDAP HABER kamuoyunun istek ve arzusunu haber olarak dile getirip mevcutta yapılan ihbar ve iddiaların doğruluğunu araştırmak üzere yola koyularak olayları yerinde incelemeye başlamıştır.

Biz de şimdi bize gelen ihbar mektupları ve bu iddiaların doğrultusunda GİRDAP HABER olarak bu konuyu detaylı araştırıp başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere bu konuda ki tüm yetkilileri göreve davet ederek, kamuoyu adına bize bilgi vermelerini talep ediyor ve en kısa sürede bize verilecek bilgi ve belge neticesinde bizde GİRDAP HABER aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz.