Başkent’in tarihi futbol kulüplerinden Ankaragücü, bu sezon performansı ile dikkat çekiyor; ancak bu dikkat çekme, umut verici değil, aksine hayal kırıklığı yaratacak türden. 115 yıllık bir geçmişe sahip olan Koca Çınar, bu sezon Trendyol 1. Lig’deki en pahalı ve güçlü kadrosuyla şampiyonluk mücadelesi verme hedefi güdüyordu. Ancak bu hedef, kâğıt üzerinde kalmış durumda. Takımda yaşanan iç çekişmeler ve gitmek isteyen futbolcuların yarattığı kriz, yönetimi zor durumda bırakmıştı. Ankaragücü, 5. haftada 2 galibiyet ve 3 yenilgi ile averajla düşme hattının hemen üstünde yer aldığında, teknik direktör Cihat Arslan ile yollar ayrıldı. Onun yerine, Almanya’da yetişen ve Türkiye’yi tanımayan Kutz’un yardımcısı Kenan Koçak getirildi. Ancak, 11 haftalık bu yeni dönem de takımın istenilen başarıyı elde etmesini sağlamadı ve Ankaragücü, 17 puanla averajla 8. sıraya yerleşti; fakat düşme hattından sadece 3 puan uzaktaydı.
Yeni dönemde sadece teknik kadronun değişimi ile yetinilmedi. Yönetim, Feridun Geçgel ve Levent Onuk’un ardından tek sorumlu olarak Emre Yıldız’ı atadı. Sorunlu görülen dört futbolcu —Tolga, Efkan, Alper ve kaleci Bahadır— kadro dışı bırakıldı. Takım, Çorum deplasmanında Hakan Demirkan yönetiminde 1 puan aldıktan sonra, eski yönetici Kemal Özdeş tekrar göreve getirildi. Ancak, Özdeş de beklenen değişimi yaratamadı; 2 galibiyet ve 4 yenilgi ile 14. sıraya düşen takım, ateş hattından yalnızca 1 puan uzakta kaldı. Bu durum, Emre Yıldız’ın Mustafa Dalcı’yı geri getirmesine neden oldu, fakat Dalcı’nın göreve gelmesi istikrarsızlığa son veremedi. 7 haftada, yalnızca 2 iç saha galibiyeti ve 2 deplasman beraberliği ile yalnızca 8 puan toplayabilen takım, düşme bölgesinden bir puan fazlasıyla 1 puanla sıyrılmayı başarıyordu.
Dalcı’nın, Kocaeli deplasmanında kaçan galibiyet ve olumlu futbol sergilemesine rağmen, Iğdır karşısında alınan farklı mağlubiyet büyük bir şaşkınlık yarattı. Ankaragücü, tüm istatistiklerde rakibinin önünde olmasına rağmen, istikrarsız bir performansla sahadan yenik ayrıldı. Kaleci Mert Çetin’in yaşanan bireysel hataları ve takımın genel olarak özgüven kaybı, takımı zor bir duruma soktu. Bu süreçte Dalcı, istifa etmeyeceğini ve takımı başarıya taşıyacağını iddia etti; milli maç arasının kendisi için bir fırsat olabileceğini düşündü.
Diğer bir yandan, Ankara’nın başka bir temsilcisi Gençlerbirliği de zor bir süreçten geçiyor. Süper Lig için umut bağlanan bu takım, arka arkaya aldığı ikinci yenilgi ile hezimete uğradı. Önceki haftada Çorum’a kaybeden kırmızı-siyahlılar, İstanbul deplasmanına temel direği Sinan’dan yoksun çıktı. Maçın başında yedikleri gol ile şoka giren Gençlerbirliği, değerli oyuncusu Amilton’un sakatlığı ile daha da zor bir duruma düştü. Hüseyin Eroğlu, ikinci yarıda risk alarak Leo ve Joca’yı oyuna soktu; ama sonuç alamadı. Malili futbolcu Diarra, hat-trick yaparak takımının galibiyetine büyük katkı sağladı.
Ayrıca, 3. temsilci Keçiörengücü de Çorum’da iki kez öne geçmesine rağmen, 90+6’da yediği gol ile 3-2 kaybetmekten kurtulamadı. Sonuç olarak, bu zor hafta Ankara için bir çöküş zamanı oldu; Ankaragücü ve Gençlerbirliği hezimetle sonuçlanan toplamda 3 yenilgi aldılar. Başkent futbolu, bu karanlık hafta sonrası ne yapacak, merakla bekliyoruz.
