Ankara Futbolunun Güvencesi: Mustafa Kaplan
Başkent futbolunun en tecrübeli ve saygı duyulan teknik adamlarından birisi olan Mustafa Kaplan, Gençlerbirliği, Ankaragücü ve Hacettepe gibi önemli ekiplerdeki başarılı çalışmalarıyla tanınmaktadır. Hayatı boyunca sadece Ankara futboluna hizmet etmeyi amaçlayan Kaplan, kriz dönemlerinde akla gelen ilk isimlerden biri haline gelmiştir. Sıkıntılı dönemde takımlarının yanında olan bu teknik adam, kelimenin tam anlamıyla kötü gün dostu olarak anılmaktadır. Takımları kötü günler yaşadığında ateşten gömleği giyinmekten çekinmeyen bir karaktere sahiptir.
Mustafa Kaplan, yıllarca Gençlerbirliği ve Ankaragücü gibi köklü takımlarda yardımcı antrenörlük yapmıştır. İlk teknik direktörlük deneyimini ise 2011 yılında, dönemin teknik direktörü Zumdick’in istifa etmesi sonrasında, Gençlerbirliği’nde yaşamıştır. Gençlerbirliği’ne çeşitli dönemlerde toplamda beş kez hizmet eden Kaplan, şimdi de Ankaragücü’nün en zor döneminde takımı teslim alarak üzerine düşeni yapmaya çalışmaktadır.
Zor Bir Görev ve Düşme Tehlikesi
Mustafa Kaplan, şu anda oldukça zor bir görev üstlenmiştir. Ankaragücü, 115 yıllık köklü geçmişine rağmen Alt Lig’e düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Son olarak oynanan Manisa deplasmanı, takımın kaderi açısından kritik bir karşılaşmaydı. 1. Lig’in en zayıf savunma hattına sahip ekiplerinden biri olan Manisa karşısında, en azından bir puan alarak ligde kalma umutlarını artırmayı hedefleyen Ankaragücü, beklentilerin aksine 18. yenilgisini alarak hüsrana uğramıştır. Kalan Çorum, Keçiörengücü ve Amed maçlarını Ankara’da oynama avantajı bulunsa da, takımın içindeki ruhsuz futbolcu kadrosu bu avantajı en azından düşündüğü kadar kıymetli hale getirememektedir.
Takımın mevcut durumu, oyuncuların motivasyon eksikliği nedeniyle oldukça sıkıntılı bir hale gelmiştir. Yüksek prim vaatleri ve maaş ödemelerinin yapılması dahi futbolcuların performansını artırmaya yetmemekte, ruhsuz ve aidiyetsiz bir görüntü sergilemektedirler. Manisa’daki 6 puanlık maçı kaybetmeleri, Ankaragücü’nü 18. sıraya geriletti. Bu durumda, takım kendi kaderini belirlemekten aciz bir hale düşmüş ve rakiplerinin sonuçlarına mahkûm olmuştur.
Geçmişi Korumak İçin Çareler
Mustafa Kaplan’ın moralini bozmak istemeyen yazar, mevcut oyuncu grubu ile başarılı bir sonuç almanın imkânsız olduğunu vurgulamaktadır. Futbolcuların motivasyon eksikliğinden dolayı, Ankaragücü’nün şanlı tarihine daha fazla zede vermeden, takım için mücadele edecek genç futbolculara şans verilmesi gerektiği düşünülmektedir. Eğer düşüş kaçınılmaz ise, kulübün onurunu zedelemeyecek bir şekilde bu sürecin yaşanması gerektiği ifade edilmektedir.
Sonuç olarak, Mustafa Kaplan ve Ankaragücü için kritik bir dönem yaşanmaktadır. Gerçekten de takım için doğru planlamaların yapılması, ruhsuz bir kadro ile yol kat etmenin mümkün olmadığının farkında olunması son derece önemlidir. Ankaragücü’nün geleceği için atılacak her adım, kulübün tarihine yapılacak bir yatırım olarak değerlendirilmelidir.